Aşırı Aksiyon Almak

Aşırı Aksiyon Almak

Merhaba sevgili Yaşamın Pratik Gücü takipçileri bu makalemde sizlere aşırı aksiyon almak konusundan bahsedeceğim. Günümüzde birçok erkek kötü aşk hayatına rağmen aksiyon almaktan aciz ve yanlış beklentiler içerisindeler. Açıkçası ben oyuna ilk başladığım zamanlarda böyle bir mentalite de değildim. Aşırı aksiyon almıştım ve temelde beni geliştiren şeyde tüm bu deneme-yanılmalardı.

Az Laf Çok İş

Oyuna ilk başladığım zamanlar ilk okuduğum kitap Neil Strauss’un The Game kitabıydı. Bu kitaptaki bilgiler beni resmen büyülemişti ve Neil’in Style alt karakteriyle çıktığı macerayı kendi hayatımla özdeşleştirmiştim. Lise’den beri aslında kadınlarla tanışmaya eğilimim yüksekti ancak buna cesaretim yoktu. Bu konuya kafa yormamıştım benimkisi daha çok içgüdüsel bir istekti. Lisedeydim ve bir hafta sonu arkadaşımla sokakta dolaşırken iki kızla 3 defa denk gelmiştik. O kızlarla konuşmam gerektiğini hissetmiştim tekrar tekrar denk gelmeye rağmen asla gidememiştim. O zamanlardan beri içimde bir ukte gibi bir şeydi.

Oyun kitabını okuduktan sonra açıkçası bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyordum. Ortalama bir erkek olarak aşk hayatımı tesadüflere ve kadınların keyfiyetine bırakamazdım. Bu açıdan bir şeyler yapma hissi içimde acayip bariz baskındı. İlk olarak sosyal ortam oyununa ağırlık vermiştim. Aşırı aksiyon almaya kararlıydım ve bu sebeple üniversitedeki 6-7 topluluğa kayıt olmuştum. Hepsine üyelik ücreti ödedim ve gelenek olarak o zamanlar tanışma kahvaltıları oluyordu. Tanışma kahvaltıları gerçekten çok iyiydi direkt ortama erişmemi sağlıyordu. Bu şekilde bir sürü topluluğa üye olmuştum.

Sosyal ortam oyunuyla oyuna başladım yani bir şeyler yapmaya başladım. Temelde hiçbir teknik, prensip veya bilgiye sahip değildim. Açıkçası The Game kitabı iyi bir romandı ancak elde malzeme yoktu. Birkaç psikolojik test ve rutin dışında doğru düzgün malzeme yoktu. Kızları etkilemek için Mystery gibi sihirbazlık yapamaz veya tavus kuşu olmak için şaklaban olamazdım. Bir küpe, birkaç yüzük ve bir kolyeden ötesi yoktu sadece aksesuar oyunumu güçlendirmiştim. Bir şeyler deniyordum açıkçası kendi hayatımı bir sosyal deneye çevirdim ve bu konu bir takıntı oldu.

Kendi kendime ”kadınlarla ilişkileri 25 yaşına kadar çözmeliyim şu an 18 yaşındayım ve 7 yılda bu işi halletmeliyim” diye söz verdim. Bu sorunu çözecektim bedeli ne olursa olsun. Bu açıdan aşırı aksiyon aldım çünkü aksiyon almadan duramıyordum. Şimdiki erkeklerle en büyük farkım ben bir şey yapmam gerektiğini hissettiysem yaparım. Şimdiki erkekler bunun için fazla tembel ve korkak. Bir şeyleri hak ettiklerine inanıyorlar ve bekliyorlar ancak hayat böyle çalışmıyor. Normal bir adamsan kadınların sana gelmesi için bile en kötü sosyalleşmen lazım. Hayatsız ve izoleysen bu da gerçekleşmez ki birçok erkeğin temel sosyal ortamı bile yok. Buna rağmen aksiyon almamaları şaşırtıcı bir durum.

aşırı aksiyon almak

RSD’nin Yükseliş Dönemine Denk Gelmek

Açıkçası beni aksiyona en çok sürükleyen ve motive eden şeylerden birisi RSD ekibinin infield videoları olmuştur. Bu açıdan adamların hakkını yiyemem. RSD Tyler, Julien, Max, Todd, Brad, Ozzie, Tim, Jeff ve daha sonra gelenler. RSD’nin altın çağının sonuna denk gelsem bile çok şey öğrenmiştim. İngilizce öğrenmemde bile en büyük motivasyon sırf onların videolarını anlayabilmekti.

Şimdiki dönemle en büyük fark RSD prime döneminde aksiyon almak popülerdi. The Red Pill akımıyla açıkçası PUA kültürü zarar gördü ve iş daha pasif kişilere kaldı. Eskiden herkes sahada bir şeyler deneyenleri dinlerken şimdi herkes masada oturup video çekenleri dinliyor. Ciddi bir paradigma kayması oldu yani PUA öldü yerini The Red Pill aldı.

O dönem ayrıca bir sürü PUA kanalından da video geliyordu. RIP Tom Torero’nun videoları, Krauser’in blog yazıları, Streetattraction’un videoları ve özellikle baya iyi same day lay videoları vardı. Bir sürü küçüklü büyüklü PUA kanalı aktifti. Bu da beni sürekli aksiyona sürüklüyordu. Evde oturup bir video izliyorsam hemen dışarı çıkma arzusu hissediyordum. Bir şeyler denemem ve gelişmem gerektiği konusunda tutkuluydum. Dışarıda akan bir hayat vardı, sokaklarda ve kafelerde takılan kadınlar vardı gidip şansımı denemek zorundaydım.

RSD’nin yükseliş ve çöküş dönemi PUA açısından çok belirleyici oldu. RSD bu piyasadan çekilip rsdnation forumlarını kapatınca ki orada da yazıyor takılıyordum PUA olayı dağıldı. Youtube PUA kanallarını kapatınca da bu kültür 2018 öncesinde kalmaya başladı. RSD Tyler kafayı çizdi self-help konusunda ucube olmaya başladı 5 saat uzunlukta anlamsız videolar çeker oldu. Julien crack head oldu ve ne kullanıyorsa kafayı sıyırdı. CNN olayının travmasını kaldıramadı galiba kolayca çöktü. Andrew Tate’in başına gelenlerin %5’ini bile kaldıramadılar neyse.

RSD videoları benim gelişimimde büyük öneme sahip çünkü o dönemler gerçekten youtube PUA’ları bu konuda aksiyona yönlendiriyorlardı. Yarım yamalak İngilizcemle anladığım kadarını sahaya aktarmaya başladım. İngilizcem bile bu sayede gelişmiştir en büyük motivasyonum buydu.

Gündüz Oyununa Başlamak

Sosyal ortam oyununda çokça zaman geçirdikten ve o kadar efordan sonra sonuç aldıktan sonra açıkçası ortamlar beni tatmin etmemeye başladı. Sosyal ortamlar iyi hoş ancak istenilen verimli ortam birçok zaman bir mit. Ortama gelen güzel kızların her biri ortamı bir süre sonra terk etti. Kimisi tembeldi, kimisi meşgul, kimisi sevgili yaptı ve ortamları saldı. Ortamlar tamamen ortalama kızlarla doluydu ve beni tatmin etmiyordu. Tüm ortamları defalarca kez şarj ettikten sonra saldım. Gözümü sokaklara çevirdim çünkü orada akış ve potansiyel daha çoktu.

Ancak gündüz oyununda yaklaşmak zor işti yani öyle hemen gidip konuşmak mı? Hayır dostum o kadar kolay değil. Bu limitli inancı yıkabilmek bile bacak titreten bir korkudur. Neyse PUA muhabbetleri yaptığım için o dönemler bile bu işlerle ilgilenen adamlarla tanıştım. Hayatın cilvesi ne kadar niş bir şeyle ilgilenirseniz ilgilenin o konuyla ilgilenenleri bir şekilde buluyor ve çekiyorsunuz. 2 elemanla tanıştım ve onlar benden önce gündüz oyununa başlamışlardı. Onları izleyerek bende cesaretlendim. Sonuçta cesaret bulaşıcı bir şey birileri yapıyorsa ben neden yapamayayım ki?

Sonraki gün sokakta 2-3 saat boş boş gezdikten sonra sıkıldım ve ilk yaklaşımımı yaptım. Sevgilisi olan bir kız beni kibarca reddetti ve mutlu olarak ayrıldım. Amacım yaklaşımı başarmaktı ötesi değildi. Bu iyi bir şeylerin başlangıcıydı çünkü bunu hissediyordum. O gün eve dönerken bu yaklaşımı düşündüm ve kolumda artık altın bir bileziğin olduğunu biliyordum. Bu bileziğin verdiği güç; ”istediğin her kadınla tanışabilme gücü”.

Gündüz oyununda sonraki gün çıktım ve şeytanın bacağını kırdım. 15’den fazla amatörce yaklaşım yaptım. Kızları durdurmakta ve konuşmakta zorlansam bile ciddi aksiyon aldım. İlk fark ettiğim deneyim kızlarla konuşmakta gittikçe iyi olmamdı yani momentum kazanıyordum tabi o zaman adını bilmediğim bir cesaret hissi ya da yeni gerçeklik gibiydi. Gündüz oyununda gelişmeye kararlıydım.

Gündüz oyununu aylarca pratik yaptım, onlarca infield videosunu tek tek izledim. Çokça reddedilme ve deneme-yanılma sonucu ciddi gelişmeye başladım. Yüzlerce yaklaşımı kısa sürede tamamladım. Bende az laf çok iş mottosu vardı. Kafaya koyduğum şeyi yaparım, kaçarı yok. Gündüz oyunu da bu konuda istisna değildi.

Gece Oyununa Göz Kırpış

Aşırı aksiyonu sosyal ortam ve gündüz oyunuyla bırakmam mümkün değildi. Açıkçası sosyal ortamlardaki bir limite takılış ve tükenişi gündüz oyununda da yaşamaya başladım. İnsan sokaklar hiç bitmez tükenmez sanıyor ancak öyle değil. Limitleri zorlayan bir manyaksanız benim gibi tükenişleri görürsünüz. Sokaklardan istediğim birçok sonucu almıştım ama sokakları resmen tüketmiştim. Aynı kadınlara denk gelme lanetine kapıldım sanki milyonluk şehir küçülmüş cebime girmişti. Acaba şehirler tahmin ettiğimiz kadar büyük mü gerçekten?

Gündüz oyunundaki sıcak, soğuk, sokaklarda çok efor harcama ve sıkılma durumları oldu. Burnout kapıdaydı ve artık aynı şekilde set açmaktan bunalmaya başlamıştım. En büyük tutkum en büyük can sıkıntısına dönüşmek üzereydi. Herakleitos’un dediği gibi; ”değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” ve bende oyunu değiştirmeye karar vermiştim. Gözümü gece mekanlarına çevirdim fethedilmesi gerekilen yeni bir ada, gizli hazineler ve yeni maceralar beni bekliyordu.

Gece oyununa göz kırpış yaptım ve devamı geldi. Mekanlara girmeyi başardım bir şekilde giriyordum yoldan kız çevirerek veya tanıdığım kızlardan rica ederek ayarlıyordum. Gece hayatında takılan kadınları tanımak bile her mekana girmenizi sağlar. Tüm mekanların müdavimi olmam ve gece hayatında kanat adamlar bulmam zor değildi. Yüksek enerjim insanları çekiyordu bundan erkekler bile etkileniyordu. Bu sayede çevremde genişliyordu. Ben sosyal bir robottum. Hayata tamamen pragmatik ve oportünist bakan bir robot.

Sosyal algoritmaları anlamak zor değildi ancak gece hayatı garip hissettirir. İlk gittiğim mekanlarda kendimi acayip garip hissettim. ”Ben neredeyim ve ne yapıyorum lan” hissi geri gelmişti. Bu his gündüz oyununda ilkte çok vardı ancak insan alışıyor. Gece hayatının gürültüsü, ilkel kabile dansı ve garip ortamlara adapte olmak ilkte zor. Beynin fazla hızlı çalışıyorsa fazla hızlı yargılıyorsun ne de olsa en kolayı bu.

Gece oyununu sevmem zor olmadı sonuçta haftada 3 gün mesai yapıyordum. Gündüz ayrı gece ayrı kovalamaca bedeni yoruyor tabi ancak bir makineydim çokta dert değildi. Bunlar adamı güçlendiren şeyler hanginiz günde 20 bin adamı görüyor? Ben kolayca görüyordum ayaklarımın tabanı ağrıyordu ancak buna değiyor yoksa hayat çok sıkıcı. Okula git, eve gel ve 3 tane sapla okey oynamak beni tatmin etmiyor. Bu hobilerle uğraşmasam büyük ihtimalle adrenalin sporu bağımlısı falan olurdum. Gider kendimi paraşütle sağdan soldan atar veya denizin dibine dalmaya falan çalışırdım. Hızlı çalışan zihne takıntılı aktiviteler lazım.

Gece oyununda hep derim bir erkeğin sevdiği dört şey bir aradadır; alkol, kadınlar, dans ve müzik. Bir erkek daha ne ister ki? Bu yüzeysel eğlencede kendini kaybetmekten daha iyi bir şey var mı? İlkte yargıladığım tüm saçma şeyler acayip zevkli geliyordu. Gece hayatından aldığım keyfi ne gündüz oyununda ne ortamlarda almışımdır. Eğlenmek iyi geliyor valla ne sinir ne stres ne dert ne tasa hepsi uçuyor gidiyor. Çoğu insanın ihtiyacı olan bir şey ancak bir lüks. Gece hayatında takılmak zahmetli, masraflı ve zor ancak benim takıldığım dönemler çokta lüks değildi şimdi lüks tabi ki.

Online’a Geçiş

Online oyunu sık öneren birisiyim ancak online oyuna en son geçiş yaptım. Online oyunu sık önerme sebebim sonuca gitmek için en kolay ve verimli yol. Birçoğunuz tembel ve korkak yani gece mekanına takıl desem takılamaz oraya giremez 1 tane bile kız tanımayan adamlar var. Sokakta set aç desem açamıyor gidip bir kıza merhaba demeye korkuyorsunuz. Sosyal ortama girin diyorum ortam bulamıyorsunuz bir dans topluluğuna veya tiyatroya gidemiyorsunuz. Bu açıdan online iyi bir çözüm ama kolay değil. Çoğu adam iyi giyinip iyi fotoğraflar çekilemiyor yani basit görevleri zor yapan adamların başarılı olması benim dünyamda mümkün değil, sizinkini bilemem.

Online’a en son geçtim çünkü açıkçası aşırı enerjim vardı. Oturup mesajlaşmak veya facebooktan kız bulmak bana anlamsız geliyordu. O dönem facebook kraldı ve instagram yeni doğuyordu. İnstagramdan daha direkt DM gönderme yoktu illa fotoğraf gönderiyor altına yazı yazabiliyorduk. Hikayeler falan yoktu, instagram milletin salaş fotoğraflar paylaştığı bir fotoğraf blogu gibiydi.

Online’a geçişim diğer oyun türlerinden sonra oldu ve iyi oldu. Ciddi tecrübem vardı en zorları başarınca online kolay geldi. Online’dan kız bulmaya baktım ve o dönem en verimli uygulamalar swarm ve tinderdı. Tinder’da plus üyelik vardı sadece ve onunla 500+ eşleşme almıştım. 6.99₺ para vermiştim o zaman iyi paraydı 2 kahve parasına geliyordu aylık üyelik. Super boost veya platinium falan yoktu. Basit özellikler ve basit fotoğraflar iş yapıyordu bu kadar fotoğraf çekilme gereği yoktu. 2025 rekabeti o dönem yoktu. Swarm ise en verimlisiydi bir kızla aynı kafede misin? En son check-in yapanlara bak ve bul ekle. Bu kadar basit ve pratik uygulama bir daha gelmez. Swarm’ı kuranlardan Allah razı olsun büyük adamdılar.

Swarm acayip iyi çalışıyordu çünkü yeniydi. Yeni olan her şey ilk zamanlar iyi çalışır sonra vasat abazan ordusu gelir ve her şeyin içine eder. Tıpkı Alsancak Kordon’un veya Kadıköy Moda Sahilinin içine etmeleri gibi. Vasat tipler güzel şeyleri mahveder. Swarm acayip çalışıyordu seri buluşma ayarlamamı sağlıyordu derken uygulama bir çeşit erkek enflasyonuna uğrayınca çalışmaz oldu. Bunu fark ettiğimde elveda dedim. Tinder’da benzer şekilde gittikçe kötüye gitti. Bir sürü eskort, fake profil ve travesti doldu. Verimliliği çok azaldı ve çalıştırması artık profesyonel fotoğraflara kaldı. Tinder’dan da defalarca kez ban yedim ama uygulamanın ekmeğini de çok yedim, hakkını yiyemem.

Online oyunda en kral platform instagramdır bu hala öyledir. İnstagramda rekabet yıllar içinde aşırı yükseldi artık birçok erkek 2022’ye göre sıfır çekiyor ancak yapacak bir şey yok. Kadınlara olan talep artıyor ve piyasada dengesizlik oluşuyor ama bu doğal. Nasıl ki her yıl ev ve araba fiyatları yükseliyor benzer şekilde cinselliğe erişimde zorlaşıyor. Her serbest piyasa aşırı taleple şişerse bunlar olur.

Online’a geçiş başarımın altın noktalarından birisidir çünkü online’da kadınlar tanışmaya diğer her yerden daha açık. Mesajlaşma oyunu kadın oyunudur yani bu oyunda iyiysen kadınları alıyorsun. Deplasmanda kazanmayı biliyorsan hep kazanıyorsun. Bu açıdan başarımda online’a son geçiş ve bunda çok iyi oluşum etkili oldu. Bu kadar bilgi ve tecrübe dört oyun türüne da çok ciddi yıllar harcamakla mümkün oldu. Tüm bu süreç keyifli de değildi bolca acı, sancı, berbat hissetme ve kafa karışıklığı vardı. Bolca burnout, depresyon ve hayattan nefret etme vardı ancak gelişiyorsun. Kırılma noktalarını bir bir kırıyorsun.

Aşırı Aksiyon Alamayanlar

Aşırı aksiyon almak bu işlerde şart. Kadınlar sana gelmeyecek veya senin ne kadar mükemmel olduğunu fark etmeyecek. Bunlar çaresiz adamın ıslak hayalleridir. Bunlara inanmak seni geriye çeker. Aksiyon almak zorundasın bir şeyler yapmak zorundasın. Bak bu siteyi okumak, dinlemek veya anlamak bile bir aksiyon değil. Olay sahada gerçekten bir şeyler yapmak veya kendinle ilgili bir şeyler yapmak. Spora git, aktiviteler yap, gez ve toz. Kendini konfor alanına sıkıştırma ne olursa olsun bir şeyler yap fiziksel aktivite şart kalori yakacağın şeyler olacak.

Aksiyonu sosyal hayatınıza yedirmeniz gerekiyor. Kadınlarla her yerde her zaman tanışma alışkanlıkları edinin. Düzgün giyinin ve düzgün fotoğraflar çekinin. Aksiyon alın bir şeyler yapın. Kendinize değer katmanız ve hayattaki fırsatları kovalamanız gerekiyor. Dışarıda akan bir hayat var ne olursa olsun akıyor oradan istediğin kadınları bulmaya bakacaksın. 10.000+ kadına yaklaştım ve hiç pişman değilim geçmişe dönebilsem 30.000+ kadına yaklaşırdım. İnanın kimse sizi hatırlamıyor, önemsemiyor ve her şeyi unutuyor. Kendinizi çok özel ve önemli sanmayın. Bu açıdan bolca yaklaşın. Birinci elden deneyim lazım benim sana burada anlattığım her şey bana ait deneyimler yani senin için üçüncü şahıs deneyimleri. Kendi deneyimlerini oluşturman lazım tembel olmaman lazım.

Aşırı aksiyon alamıyorsan işin zor çünkü bu çapkınlık sanatı eşitliğe dayanmaz. Bu işte doğal şanslılar vardır bir de benim gibi bu sanatı ilmek ilmek işleyerek öğrenenler. Şanslıysan sıkıntı yok, şansızsan kendi şansını yaratacaksın. Oturarak ve hiçbir şey yapmayarak kendini rahatlatamazsın. Bu konuyu ciddiye alıyorsan çözeceksin sonra hayatındaki başka şeylere bakacaksın. Ben sana tüm hayatını kadınlara ada demiyorum ancak belirli bir yılı adaman lazım. Genç bir erkek başka ne yapar ki? Okula gidersin, işe gidersin, biraz arkadaşlarla takılırsın ve hayatında kadınların eksikliğini hissedersin. Onlara erişemediğini fark ettiğinde aksiyon alarak erişirsin sonuçta kadınlar her yerde, sen erişmeyi bileceksin.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×