Merhaba sevgili Yaşamın Pratik Gücü takipçileri bu makalemde sizlere ''evliliklerin bitme nedenleri, neden evlilikler boşanmaya dönüşüyor, boşanmaların artma sebepleri'' konularını anlatacağım.
(toc) #title=(İçindekiler Listesi)
Günümüzde artan şekilde evlilik kurumu güç kaybediyor. Bunun nedenlerini anlamak ve farkında olmak sizi mutsuz evliliklerden korur. İnsan doğasının eğilimleri ile toplumsal normlar arasındaki çatışma her zaman vardı. Geçmişte toplumsal baskı her şeye rağmen evlilikleri bir arada tutuyordu ancak günümüzde değişti. Şimdi bunu geniş perspektiften anlamamız gerekiyor.
1. Sosyo-Ekonomik Yaşam Değişti
Boşanmak modern bir durumdur tarih boyunca boşanmak pek mümkün değildi. Köy yaşamında bir kadının kocasından ayrılması söz konusu olamazdı. Aile ve akrabalık yaşamı çok güçlüydü. Herkes iç içe yaşıyordu yani çekirdek aile söz konusu değildi. Bir evde 20-30 kişi yaşıyordu. Kişisel alan söz konusu değildi. Köy yaşamında zaman çalışmakla geçiyordu. Yaz boyunca çalış ve kışı geçirmek için hazırlık yap. Aynı evde birkaç kuşak bir aradaydı.
Kadının köyde boşanması söz konusu değildir. Boşansa nereye gidecek? Ev mi tutacak iş mi bulacak? Köy yaşamında para geçmez ve önemsizdir. Para sadece gereken ihtiyaçları temin etmek için vardı pek işlevi yoktu. Bu açıdan da anlaşamayan bir kadın ancak babasının evine gidecekti. Ancak babası bu durumu kabul ederse orada kalabilirdi ama bu durum pek nadirdir. Kızına işkence eden ve kötü davrananlara karşı bile pek çok baba pasif kalıyordu. Aktif olarak bir şey yapmak başka aileyle düşman olmaya yol açabiliyordu. Köy yerinde hasımlık iyi değildir bu açıdan pek karışılmazdı. Kız babasındaysa babasının malı gibiydi, evlenince kocasının malı gibi oluyordu. Bu açıdan babası pek karışma hakkına sahip değildi. Sadece uyarı yapabiliyordu. Kızı geri almak ekonomik yük demek hem çocukları da varsa bu yükü üstlenmeyi kimse istemiyordu.
Boşanmak modern şehirde mümkündür. Köyün feodal yapısında birey yoktur, grup vardır. Şehir ise bireylerden oluşur. Bir kadın modern şehir yaşamında hak sahibi olabilir. Feminizm ideolojisi bile modern şehirleşmeyle ortaya çıkmıştır, sanayi devrimi sonucudur. Bu açıdan köy yaşamında ne birey vardır ne de feminizm. Bu açıdan kadın hakları geliştikçe ve grup dinamikleri parçalanıp bireysel haklar öne çıktıkça boşanma hakkı da önem kazanmıştır. Modern şehirde bir kadın boşanabilir, başka ev tutabilir ve bir işte çalışarak bir erkeğe ihtiyaç duymadan yaşayabilir. Köyde ise bu imkanlar yoktur.
Köyde hiç kimse tek başına hayatta kalamaz. Her şey grupça yapılır. Tek başına tarla ekmek, tarla biçmek, süt sağıp ondan yoğurt-tereyağı yapmak, odun toplamak, yemek yapmak, tamir işleri ve güvenlik işleri gibi şeyleri bir kişi yapamaz. Çekirdek ailede yapamaz. Köy yaşamı kalabalık olmayı gerektirir. Modern şehir yaşamında ise kalabalık sevilmez çünkü masraflıdır. Şehirde her birey yüktür. Köyde 20-30 kişi rahatça bir arada üreterek yaşayabilir ama büyük şehirde bu mümkün olmaz. Herkes ayrılmak, kendi yoluna gitmek ister. Artık grup yoktur, biz yoktur sadece ben vardır. Bu dinamikler boşanmanında temelini atmıştır.
Anlaşamayan çiftler genelde bir evde tek değildir. Köyde aynı evde bir sürü kişi vardır. Büyükler vardır ve diğerleri varken bu kadar çok aile içi kavga edilemez. Baban çıkar bir lafıyla olayı bitirir. Bu açıdan yalnızlık söz konusu değil. Aile içinde diğer kadın ve erkekler var bu açıdan olaylar tatlıya bağlanıyor. Sürekli bir aradasınız. Modern aile gibi kadın, erkek ve çocukların olduğu bir izolasyon söz konusu değil.
2. Geçinmek Zorlaştı
Dünya genelinde değişen önemli ekonomik dinamikler var. 1970'li yıllarda erkeğin tek başına çalışarak ev bakması normaldi. Kadının çalışmasına gerek yoktu. Erkek tek başına çalışarak ailesine bakıyor, ev alıyor ve araba sahibi olabiliyordu. Bugün ise erkeğin tek başına çalıştığı durumda büyük şehirde hayatta kalması mümkün değil. Geçim sıkıntısı kadının çalışmasına da yol açtı. Bu açıdan da kadınla erkeğin ekonomik güçleri eşitlendi. Kadının da aile içinde söz hakkı arttı ve geleneksel rollerde bir yıkılma gerçekleşmeye başladı. Geçmişte erkekler karısını asla bir işte çalıştırmayacağını belirtirken artık günümüzde artan miktarda kadının da çalışması geçinebilmek için şart.
Bu dinamikler temel olarak boşanma oranlarını da etkiliyor çünkü maddi güç elde eden kadın belirli noktadan sonra erkeğe ihtiyacı olmadığını düşünebiliyor. Ekonomik sebepler boşanmalarında büyük sebeplerinden birisidir. Artan istek ve beklentilerle birlikte geçinmekte zorlaşıyor.
3. Cinsel Piyasa Serbest Kaldı
Köy yaşamında bir serbest cinsel piyasa dinamiklerinden bahsetmek zor. Aslında bu serbest cinsel piyasa çok yeni serbest kalmıştır. Son 25 yılda olan gelişmeler ve sosyal yaşamın artmasıyla birlikte bir serbest cinsel piyasa oluşmuştur. Geçmişte 14-15 yaşında direkt evlendiriliyordun yani ortada bir flört kültürü ve boş zaman yoktu. Dedeniz ve babalarınız sizin yaşadığınız dönemleri asla yaşamadı. Onlar erken yaşta evlendirilip ekonomik yaşamın içine atıldılar. Bu açıdan flörtleşmeyi bilmezler. Görücü usulü evlendirilip yola devam etmişlerdir. Sevgi, arzu, saygı, beğeni ve ilgi çekmek gibi şeylere uzaklar.
Günümüzde ise boş zaman çok. Liseden itibaren bir çeşit serbest cinsel piyasa başlıyor, üniversitede devam ediyor, iş yaşamında kendini gösteriyor ve evlilik yaşı giderek artıyor. Bu açıdan evlenene kadar çok uzun zaman geçiyor. Her kadın ve erkek serbest cinsel piyasada zaman geçiriyor. Kimisi az kimisi çok ama herkes bu dinamiklerin içinde ve bundan kaçış yok. Bugün muhafazakarı da sevgili yapıyor en rahatı da. Evlilik en son bir nokta olarak uzak hedef kalıyor.
Serbest cinsel piyasada bulunan her kişi boşansa dahi tekrar birisini bulabileceğini biliyor. Bu açıdan bir kişi kaderden ziyade tercih oluyor. Bu tercihten memnun olmayanlar boşanmayı tercih ediyor. Geçmişte bir kişi kaderindi, erkekte olsan kadında olsan ondan kaçış yok. İster beğen ister beğenme kimse sana fikrini sormuyordu. Aileler anlaşıyor, evlendiriyor, destek oluyor ve yönlendiriyordu. Şimdi ise bireysel beğeniler ön planda oluyor. Bu açıdan rakipler söz konusudur ve her birey cinsel piyasa değeri üzerinden değerlendiriliyor. Her erkek ve kadının çeşitli beklentileri var. Bu beklentiler karşılanana kadar cinsel piyasada kalmayı tercih ediyorlar. Eğer evlilik yürümezse tekrar buraya dönüyorlar. Bu açıdan cinsel piyasada geçmişte olmadığı kadar genişleme var. Cinsel piyasaya her geçen gün yeni boşanmış çiftler dahil oluyor. Bu açıdan yaş büyüyor geçmişte 35 yaşında birisinin cinsel piyasada işi yoktu. Çocuk büyütmesi ve ailesiyle ilgilenmesi gerekiyordu. Şimdi ise evliliği yürümemiş erkek ve kadınlar tekrardan bu piyasaya dahil oluyor, yeni kişiler arıyor.
4. Kadın Hipergamisi Devrede
Boşanmaları ağırlıklı olarak kadınlar başlatıyor. Oranlar %70 olarak kadınların boşanmayı başlattığını gösteriyor. Erkekler için boşanmak ciddi bir iş ve risk bunu tercih etmiyorlar. Kadın ciddi bir sadakatsizlik yapmadıkça boşanmaktan kaçınıyorlar, şiddetli geçimsizlik olsa bile bunu tolere etmeye uğraşıyorlar.
Kadın doğasının önemli eğilimlerini toplum törpülüyordu. Geçmişte bir kadının kocasını beğenmemesi ve yetersiz bulması söz konusu olamazdı. Kimse beğenmen veya anlaşmanla ilgilenmiyordu. Yaşam zordu, çalışmakla geçiyordu ve kalabalık yaşıyordun. Bu açıdan kadın içgüdüleri törpülenmişti aynı şekilde erkek içgüdüleri de törpülenmişti. Ataerkil kültürel yapı içgüdüleri törpüleyerek toplumu stabil tutmaya çalışır. Günümüzde ise bu eğilimler serbest kalmıştır. Bir kadın sevişeceği, sevgili olacağı veya evleneceği erkeği kendi seçiyor.
Serbest cinsel piyasada her erkeğe bir kadın düşmüyor. Bu açıdan normal kadın normal erkeği o kadar da çekici bulmuyor. Kadınların istekleri ve hipergamisi pek çok zaman gerçekçi olmayan istekleri taşır. Bu hem arzu hem evlenme konusunda kendisini gösterir. Mesela kadınlar arzu duyacakları erkeğin uzun boylu, kaslı, yakışıklı, maddi olarak fena olmayan, komik, özgüvenli, ilgi çekici, kültürlü ve karizmatik olmasını bekliyor. Bu sadece arzu için yani kısa bir sevişme için bile beklentiler yüksek. Çoğu erkek bu beklentileri tabi ki karşılamıyor bu açıdan da kadınlar azınlık bir erkek grubuna arzu duyuyor. Cinselliği onlara bedelsiz veriyor.
Olay sadece arzuda değil evlenmek gibi geleneksel durumlar söz konusu olduğunda da kadınların beklentileri söz konusudur. Kadınlar fakir bir adamın çileli ve ağır yaşamına ortak olmak istemiyor. Bu yükü paylaşıp eziyet çekmekten kaçınıyor. Bu tür evlilikleri istekten değil mecburiyetten yapıyorlar. İstediği erkeği bulamayan veya evliliğe ikna edemeyen kadın bu duruma düşüyor. Kadın evleneceği erkekten arabası olmalı, evi olmalı, geliri iyi olmalı diyerek başlıyor üstüne birçok madde daha ekleyerek devam ediyor. Bugün muhafazakar çevrelerdeki erkekler bile istemsizce bekar kalıyor çünkü kadınların evlilik şartlarını karşılayamıyorlar. Hipergamisi tatmin edilmeyen kadınlar ise evlenmekten de kaçınıyor çünkü erkek sağlayıcılık görevini yapamıyorsa kadında kriter düşürmüyor. Bu durumda geçmişte nasıl ki başlık parasını toplayamadığı için evlenemeyen erkekler varsa şimdi de evlenecek parayı bulamadığı için yalnız kalan erkekler var. Tabi kadınlarda bu yüzden evde kalıyor kriter düşürmek zorunda kalıyor. Sonuçta serbest piyasada arz-talep bir noktada hep dengeleniyor.
Kadın hipergami eğilimleri tatmin olmazsa evlilik olmuyor ancak olsa bile sürmüyor. Kadın tatmin olmadıkça yani erkekle mutlu değilse erkeği de mutlu etmiyor. Her gün kavga, gürültü ve sorunlar evliliği sarıyor. Bu açıdan erkeğe eziyet etmeye başlıyor. Huzursuz evlilik ise bir müddet sonra boşanmaya yol açıyor. Kadın normal erkeği istemediği için boşanma yoluna gidebiliyor. Bu durum tüm evliliklerde geçerli değil ama boşanma oranlarının arttığı ortadadır temel sebeplerinden birisi de kadının erkeği beğenmemesidir. Kadın hipergami eğilimlerini karşılayan bir erkek bulmak istiyor ve cinsel piyasada bulabileceği yanılgısına sahip oluyor. Kadınlara ilgi gösteren farklı bekar erkeklerin bulunması bile evlilikleri tehdit ediyor. Geçmişte ne serbest cinsel piyasa vardı ne de rakipler. Kadının gideceği hiçbir yer yoktu ama şimdi gideceği çok yer var. Devlette kadına sahip çıkıyor, başka erkekler var, kendi hayatta kalabilir veya ailesine dönebilir. Seçenek çok bu açıdan istemediği adamın kahrını çekmiyor. Bu açıdan vasat erkekler için süreçler zorlaşıyor çünkü hem kadın bulmaları hem de bulsalar tutmaları zorlaştı.
5. Erkeğin Sağlayıcılık Rolü ve Gücü Azaldı
Geçmişte eve bakan erkekti, evi çekip çeviren kadındı. Erkek eve sağlayıcılık yapardı yani gıda getirir, odun getirir, güvenlik sağlar ve yönetirdi. Maskülen rolleri erkek sağladığı için bir sorun yoktu. Geleneksel köy yaşamında bu normaldi ancak modern yaşamda erkeğin sağlayıcılık gücü gitmiştir. Kadında artık sağlayıcı olabiliyor hatta birçok kadın birçok erkekten daha fazla para kazanıyor. Bugün asgari ücret olarak 17 bin ₺ alan bir erkek varken, kadın öğretmen olarak 40 bin ₺ kazanabiliyor. İyi bir doktor olan kadın ise 80-100 bin ₺ gibi paraları da kazanıyor. Yani kadın sonuç olarak erkekten daha fazla para kazanabiliyor direkt sağlayıcı olarak üstünlük elde ediyor. Erkekten daha fazla kazanan kadın o erkeğe saygı duyamaz. Erkeğin görevini erkekten daha iyi yapıyorsa onu erkekten görmez. Gözünü daha yukarıya diker yani bir çeşit hipergami devrededir.
Olay sadece paradan ziyade dünya güvenli hale geldi. Her ne kadar bazı olaylar olsa da toplum geçmişte göre çok güvenlidir. Devletin güvenlik güçleri toplumu tutuyor yani güvenliği devlet sağlıyor. Bu açıdan erkeğin tarih boyunca en önemli görevi olan 'koruyuculuğun' değeri kalmamıştır. Bir kadın senin onu korumanı gerektirecek zorluklarla karşılaşmıyor. Çoğu zaman olayı emniyet hallediyor. Belalı varoş yerler hariç genel olarak böyle sorunlar yok oralarda bile eskisinden daha az var. Bu açıdan çoğu erkek değer kaybetti çünkü önemli bir güçleri ellerinden alındı. Bu yüzden bugün birçok sert adam kadınsız veya kadını tarafından terk ediliyor çünkü kadın buna ihtiyaç duymuyor. Belki bir kaos durumunda olabilir ama normal yaşamda gereksiz bir özellik, değeri bilinmiyor.
Sağlayıcılık olarak en önemli noktalardan birisi de ilgiydi. Kadın romantik ve cinsel ilgiyi sadece kocasından talep edebilirdi. Başka erkekten ilgi görmesi mümkün değildi. Bu durum direkt aldatma ve cinayet sebebiydi. Ayrıca sosyal engeller aşırı fazlaydı. Ne telefon vardı ne de iletişim ne de özgürlük. Bu açıdan kadınla erkek arasında sert duvarlar vardı. Erkeğin ilgisi aşırı değerliydi. Kadın bu maskülen ilginin ve iltifatın en ufak kırıntısına bile muhtaçtı. Bu durum ise son 20 yılda çok değişti. Özellikle teknolojik gelişmeler erkek ilgisinin değerini aşırı düşürdü. Bugün bir kadın erkek ilgisi ve alakasına çok alışkın umurunda bile değil. Geçmişte bir kadına güzelsin denmesi bile aşırı büyük iltifatken ve nadirken şimdi kadınlar bunu ciddiye bile almıyor. Bu açıdan cinsel piyasa rekabetinde erkekler kendi şanslarını denemek adına aslında ilgilerini bedavaya vererek değersizleştirdiler. Bu durumun sonucu evliliklere de yansıyor. Serbest cinsel piyasada erkeklere hiç yüz vermeyen bir kadın bile istemsizce çok erkekten gelen ilgiye alışmış. Karşılıksız bu bedava ilgi iyi hissettiriyor ve kocasından gelecek ilgi olmadığında alternatifler söz konusu oluyor. Bu durumda kadının boşanma isteğini artırıyor.
6. Alfa Dul Olmak Boşanmayı Artırıyor
Evlenme yaşı çok arttı bu durum bahsettiğim gibi cinsel piyasada uzun zaman geçirmeye yol açıyor. Bir kadın 15 yaşından belki 30 yaşına kadar erkek ilgisine maruz kalıyor. Biraz güzelliği olan kadın gerçek hayatta, sosyal ortamlarda, sosyal medyada veya başka yerlerde erkeklerden ilgi görüyor. Erkeklere hiç bakmayan belki 1000 adam reddeden kadın bile 1-2 erkeğe kendini kaptırıyor. Diğer kızlar erkeklerden hediye alıyor, aşk yaşıyor, sosyal medyaya atıyor derken kadınlar buna özeniyor. Ayrıca içgüdüsel eğilimlerde güçlü oluyor. Kadın aşık oluyor ve yaşamak istiyor. Bu açıdan 15 yıl hiçbir erkekle çay bile içmemiş bir kadın diye bir şey yok. Birçok zaman kadın evlenene kadar 2-3 sevgili değiştirmiş oluyor. Lisede bir, üniversitede bir ve iş hayatında bir sevgilisi olsa yani uzun ilişkisi olsa bile en az 3 erkek tanıyor. Erkekleri elde tutmak için cinsellik vermesi de gerekiyor bu durumları en düzgününden hesaplasak bile kadının geçmişinde 3 erkek oluyor. Bu açıdan da kocası ilk erkek olması zor. Olay sadece cinsellik anlamında değil yani iletişim, davranış, başarı, karakter ve diğer şeyler üzerinden de kadın kıyas yapabiliyor. Üstüne cinsel deneyimleri ve daha iyi erkek olmak gibi etkenleri eklersen kadının kocasından beklentisi yükseliyor.
Lisede gönlünü sınıfın serserisine kaptıran ve onunla ilk cinselliği yaşayan, üniversitede eğlenceli bir piç erkekle sevgili olan ve iş hayatında başarılı bir çapkınla takılan kadının ister istemez beklentileri artıyor. Bunu araba kıyasından yaparsak Clio ile başlayıp sonra BMW'ye en son Mercedes'e alışan kadın artık Dobloya mutlu şekilde binebilir mi? İşte bu durum beklentilerin artmasının sebebidir. Bu durum kadının alfa dul olmasına yol açabiliyor. Geçmiş erkekler sağlamsa ve kocası hepsinden kötüyse ki kadın evlenmek için ancak bu erkeği ikna edebildiyse o zaman boşanmak kaçınılmaz oluyor. Üst segment erkekle belirl, süre geçiren bir kadının artık sıradan adamla çokta mutlu olmasını beklemek zor. Kadın saygı duymuyor ve sürekli sinirli oluyor. Niye evliliklerde bu kadar gereksiz kavga var sanıyorsunuz? Kadın kocasına saygı duyamıyor. Eski sevgililerini daha üstün görüyor ve özlüyor. Bu açıdan sen muhafazakar saf bir adam olsan bile birçok şeyde iyi olman lazım yoksa içgüdüsel arzularda kaybediyorsun. Kadın seni erkekten görmüyor. Bu gerçeği bil ya da bilme bu gerçek senin karşına çıkıyor.
7. Lüks Yaşam Arzusu
Tüketim modern yaşamın en büyük etkenidir. Hepimiz her gün çok fazla şey tüketiyoruz. Yiyecek tüketiyoruz, benzin tüketiyoruz, içerik tüketiyoruz, kıyafet tüketiyoruz ve sayamadığım kadar çok şeyi tüketiyoruz. Büyük bir tüketim zincirindeyiz. Bu açıdan lüks yaşam arzusu da çok şaşırtıcı değildir. Geçmişte lüks yaşamı görmek zordu çünkü sadece televizyondaki magazinde kısıtlı şekilde görebilirdiniz. Bugün lüks yaşamı olan herkes onunla hava atıyor ve gösteriyor. Sosyal medya bunu sağlıyor. Kadınların çoğu da evlilikte lüks yaşam bekliyor. Sırf bu sebepten geçenlerde bir arkadaşım boşandı. Geleneksel bir kızla evlenmişti mutlu gözüken evlilikleri vardı ancak boşandılar. Boşanma sebepleri ise kızın her gece bir yere gitmek istemesiydi. Kız muhafazakardı ve kapalıydı ancak muhafazakar influencer olmak istiyordu. Altın varaklı mekanlarda fotoğraf atmak, gezmek ve yaşamak istiyordu. Bu açıdan kadınlar arası rekabette kazanmak uğruna evlilikleri bitti. Kız yemek yapmıyordu, çalışmıyordu ve beklentisi yüksekti. Erkek ise bu beklentileri karşılayamıyordu ki karşılamak zorunda da değil. Kadın daha normal görevini yerine getirmezken erkek niye ona lüks yaşam sunsun. Lüks yaşamı sunacak erkek de bulamazlar, babası da sağlayamaz kendi de çalışarak elde edemez. Bu konuda kadınların beklentileri gerçek dışıdır.
Lüks yaşam arzusu çoğu evliliği bitiriyor ve boşanmaya yol açıyor. Huzursuzluk ve sorunlar artıyor. Beklentiler yükseliyor ve gerçeklikten uzaklaşıyor. Bu tür şeylerin farkında olmayan sıradan erkeklerin işini bitiriyor.
8. Cinsel Yetersizlikler
Evliliği ayakta tutan ve gerilimi azaltan en önemli faktörlerden birisi cinselliktir. Genelde erkekler cinselliği kendileri için bir zevk, kadınlar içinse bir görev olarak atfederler ama bu böyle değildir. Pek çok evlilikte cinsel yaşam çok erken bitiyor. Bu açıdan da gerilim ve negatif enerji aşırı artıyor. Aynı evde iki gergin insan yaşayabilir mi? Yaşayamaz. Evlilik mantıkla ilerlemez duygusal ve içgüdüsel bir boyutu vardır. Haftada 2-3 defa cinsel yaşamın olması şarttır. Bu çeşitli sebeplerden en kötü haftada 1 defa olmalıdır. Bundan daha azı varsa demek ki erkekte problem vardır.
Günümüzde porno-mastürbasyon bağımlılığı arttı. Bu yüzden seks yerine pornoya kayan çok evli erkek var. Adam karısıyla yatmayı ilgi çekici bulmuyor bu yüzden sanal zevklere düşüyor. Bunun sonucunda evlilik çöküyor. Sağlıklı ve porno-mastürbasyon bağımlılığı olmayan bir erkeğin libidosu yüksek olur. Bu açıdan ister istemez haftada 2-3 defa ilişki yaşarsınız. Bu da evliliği mutlu yapacaktır. Kadını ilgi çekici bulmasa bile libidosu yüksek erkek cinsel ilişkiden kaçınmaz. Tiksinti gibi şeylerde genelde düşük testosteronla birlikte düşük bağışıklık sisteminden kaynaklanıyor. Dedeleriniz kıllı ve bakımsız ninelerinize bile kaldırıyordu, sizin bakımlı kadına kaldıramamanızda ciddi bir sorundur benden söylemesi. Bu açıdan biraz içgüdüsel gelişim gerekiyor.
Her kim ne anlatırsa anlatsın evlilik sorunlarının bir kısmı yatak odasında çözülür, oturup konuşarak değil.
9. Evliliğin Bitmemesi İçin Neler Yapılabilir?
Evliliğin bitme nedenlerini uzun uzun anlattım şimdi de bazı çözümler önereceğim. Bu sayede boşanma ihtimalini azaltır daha mutlu ilişki yaşarsınız.
Doğru Kadını Seçin
Mutlu evliliğin ilk sırrı doğru kadını seçmektir. Yanlış kadını düzeltmek zordur ve anlaşamazsınız. Hayat beklentileri, yaşam tarzı, düşünceler ve dünyalar farklı ise evlilik olmaz. Sadece aşk ve anlaşmayla evlilik yürümez. Bakın sevgililik iyidir ve basittir. Beraber gezersiniz, tozarsınız, buluşursunuz ve takılırsınız. Aynı evde her gün yaşamak zorunda değilsinizdir, faturaları ödemezsiniz, çocuk yoktur, özgürsünüzdür. Evlilik sorumluluklarla doludur, sevgililikte ise tek sorumluluk aldatmamaktır. Bu açıdan ikisi bambaşka şeydir. Sevgili olarak dışarıda 2-3 defa görüşmekle hep aynı evde yaşamak farklıdır. Bu açıdan doğru kadını seçebilmeniz gerekiyor.
Doğru kadın özellikleri de basittir;
- Uyumlu
- Anlayışlı
- Beklentileri gerçekçi
- Kadınsı
- Yemek-temizlik yapabilen
- Kültürlü
- Bir kariyeri olan
- Sadakatli
Bu özelliklere uygun kadını seçeceksiniz. Olmayacak duaya amin demeye gerek yok gerçekler bunlar bunu bilerek tercih edin. Yanlış kadınla mutlu olman zor. Evlilik mutlu olmak için yapılmaz zaten ama gireceğin riske ödülün değmesi lazım. Sen evlenmek için tonla para harcayacaksın üstüne mutsuz olup boşanacaksan ne gerek var?
Kendinizi Geliştirin
Geçmiş dönemde vasat adamsan sorun değildi. Kişisel gelişim, cinsel piyasa veya rekabet yoktu. Babanla anan sana bir kız buluyor evlendiriyordu. Bunu sende seçemiyordun kızda seçemiyordu. Kaderiniz belliydi kişisel gelişim diye bir şey yoktu. Her dönem kendi gerçeklerini yaratır. Bugün vasat adamsan flörtü geçtim evliliğin riske girer. Kadınlar pek çok şey bekliyor bu açıdan beklentileri karşılamak zorundasın. Banane umurumda değil diyebilirsin bu defa kenara atılırsın. Gençliğin yalnızlıkla geçer ve avantajlı adamlar bir sürü kadınla yatar. Sen ise ''ben kimseyle yatmadım bana da öylesi denk gelsin'' dersin ama bu gerçek değildir. Sen bakir olursun evleneceğin kadın öyle olmaz bu defa kendini geliştirmemenin bedelini ödersin. Bu durumda rekabetçi olmaktan ve oyuna katılmaktan başka şansın yok. Kendini geliştir, değiştir ve ilerlet.
Kadınları Tanıyın
Doğru elmayı ilk defada seçebileceğini düşünmek küstahçadır. Kadından anlamak için pek çok kadın tanımanız gerekiyor. Evleneceğiniz kadının gökten üstünüze düşeceğini mi sanıyorsunuz? Hayır. Siz bulacaksınız. Tesadüfen kitapların çarpışmasıyla aşık olup evlenmek bir film senaryosudur gerçekçi değildir. Sen kadınlarla tanışmayı, konuşmayı ve flört etmeyi bilmiyorsan doğru kadını da seçemezsin. Bir sürü kadın tanıman lazım ki en iyisini seç al. Bu açıdan çok elma yemen gerekiyor ki doğru elmayı bulasın. Hiç elma yememişsen ilk yediğin elmayı en iyisi zannedersin. Opsiyonun yoksa zaten yapabileceğin bir şeyde yoktur. Çoğu erkek muhtaçlıktan ilk denk gelen, yüzüne az bir şey gülen kızla evleniyor. Bu da bahsettiğim sorunların yaşanmasına yol açıyor. Günümüzde artık kadınları tanıman lazım ki iyisini kötüsünü bilerek seçim yap. Bunu başaramayan yanlış seçim yapar ve işini tamamen şansa bırakır. Sürpriz yumurta gibi durum oluşur dua edersin ki iyi çıksın. Peki kötü çıkarsa ne olacak?
hocam çok güzel bir makale daha olmuş, teşekkürler. özellikle bugünlerde kendini kişisel gelişimine adamazsan işin hem hayat açısından hemde kadınlar açısından bitiyor. rekabet aşırı fazla. seni seviyor ve saygı duyuyorum hocam. çalışmaya ve hayatı sevmeye devam. kadıköy/moda fil bardan sevgiler :))
YanıtlaSil