Evlilikte Ev İşlerinin Dağılımı

YAŞAMIN PRATİK GÜCÜ
By -
2

 Merhaba sevgili Yaşamın Pratik Gücü takipçileri bu makalemde sizlere önemli bir konuyu tüm detaylarıyla anlatacağım. 

Evlilikte Ev İşlerinin Dağılımı

Evlilik kurumu önemli bir kurum ve günümüzde evliliklerde ki ''ev işi dağılımı'' ciddi bir tartışma konusu oluyor. Bu açıdan geleneksel cinsiyet rolleri ile modern bireyciliğin anlayışı çatışıyor. Bu çatışmanın nasıl ideal şekilde çözüleceğine dair görüşlerimi paylaşacağım.

(toc) #title=(İçindekiler Listesi)

    1. Kadın ve Erkeğin Eşit Koşullarda Çalıştığı Evlilik

    Kadın ve erkeğin her ikisi de bir işte çalışıyorsa mesela diyelim ki ikisi de öğretmen olarak görev yapıyor. Bu tür %50-50 şeklinde gelir dağılımı yaşanan evliliklerde tüm ev işini kadına yıkmak büyük bir vicdansızlık olacaktır. Kadının hem işte erkek kadar çalışması üstüne evin tüm yükünü sırtlamasını beklemek mantıksızdır. Böyle bir durumda kadının erkeğe olan öfkesi gittikçe artacak ve sürekli bu konu yüzünden kavgalar çıkacaktır. Kadınların sürekli şikayet ettiği ''kendi çorabını bile makineye atmaktan aciz erkek kategorisine'' düşmemek gerekiyor. Birçok erkek annesinin kucağından inip karısının kucağına binmek istiyor ama öyle bir dünya bu gelir dağılımında yok.

    Kadın ve erkeğin benzer kazandığı ve benzer saatler çalıştığı durumlarda ev işlerinin ortak bölünmesi gerekiliyor. Bu açıdan 50-50 veya 60-40 oranında işler bölünmelidir. Kadın yemek işlerini yapıyorsa erkeğe de temizlik düşer ya da kadın temizliği yapıyorsa erkeğe yemek düşmektedir. Benim önerim erkeğin yemeği yapmasının temizlikten çok daha iyi olduğu yönündedir. Bu açıdan bekar hayatınızda et yemekleri dışında bazı yemekleri öğrenmeniz çok daha faydalı olacaktır. Birkaç çorba ve sulu ana yemek yapabilirseniz evliliğiniz çok daha rahat geçecektir.

    Bu tür rol dağılımları modern ailelerde sık sık görülüyor ve bundan kaçış yok. Eğer erkek bu tür şeylerle uğraşmak istemiyorsa ve kadının evde çocuk bakmasını daha ideal buluyorsa o zaman daha fazla para kazanmalıdır. Memur veya özel sektör çalışanı erkeğin tek başına aile geçindirmesi zor olduğundan artık bu durumu mecburen kabullenmeleri gerekiyor. 1960'larda ki gibi sadece erkeğin fabrikada çalışarak evi geçindirdiği dönemler sona ermiştir. Tüm dünyada iş alanı genişlemiştir ancak tek bir kişinin geliri ailenin tüm istek ve ihtiyaçlarını karşılamakta yetersizdir. Günümüz Türkiye'sinde ise baya baya imkansızdır.


    2. Erkeğin Kadından Çok Daha Fazla Para Kazandığı Evlilik

    İlk örneğimiz mantık açısından basitti çünkü eşit para kazanan kadın-erkek dinamiklerinde işlerin neredeyse eşit bölünmesi en mantıklı çözümdü ancak işler gelir dengesi değiştiğinde değişmektedir. Erkek kadından kat kat daha fazla kazanıyorsa yani erkek ticaretle uğraşan birisiyse ve kadında özel sektörde normal bir çalışansa evlilik dinamikleri tamamen değişmektedir.

    Erkeğin kendi işi olması ve ticaretle uğraşması ciddi bir zaman azlığı sorununu oluşturur. Akşama kadar dışarıda çeşitli işlerle uğraşan bir erkeğin ev işi yapmaya ne zamanı ne de enerjisi olacaktır. Bu tür işlerin yorgunluğuyla eve gelen erkek evde hiçbir şeyler uğraşmak istemez ve temelde kendisine düşen ''kaynak sağlama görevini'' başarıyla tamamlamış demektir. Ortalama bir memura göre ailesine çok ama çok daha iyi bakabiliyordur. Burada ev işlerinin tümü kadın çalışsa bile kadına düşmektedir. Kadın kendi giriştiği kaynak sağlama görevinde erkeğe göre kötü performans gösteriyorsa zaten bunun erkek için çokta bir önemi yoktur. Çoğu kadının anlamadığı şey erkeklerin kendilerinin diploma veya kariyerlerine bakmadıklarıdır. Kadın bu açıdan özel sektörden kazandığı belki asgari ücret belki de biraz daha fazlasını zaten evden ziyade kendi için kazanmaktadır. Bu tür dinamikler evliliğin başında oluyor ancak kadın hamile kaldığında tüm dinamikler değişmektedir. Kadının işi bırakıp ev işlerine odaklanması ve erkeğin geminin dümenini tek idare etmesi en iyisi olacaktır. Hem çocuklarla ilgilenmek ve evde yemek-temizlik işlerinin halledilmesi açısından kadının işi bırakması iyi bir çözüm olacaktır. Bu tür evliliklerde eğer kadın kariyer konusunda fazla ısrarcıysa evlilikte çatlak oluşacaktır. Çocuklara kim bakacak? Babanne veya anneanne gibi faktörler ya da bakıcı gibi şeyler açıkçası hiçte mantıklı olmayacaktır. Kadın büyük para kazanmadığı müddetçe kariyerde ısrar etmesi evlilikte çatlak oluşmasına ve erkeğin evli olmasına rağmen bir çeşit bekar sefaleti yaşamasına yol açabilir. Ticaretle uğraşıp erkeğin eve gelip yemek yapması ya da temizlik yapması zor. Sürekli dışarıdan yemek söylemekle de bu işler yürümez. Bu tür evlilikler bir süre sonra çökmeye mahkumdur çünkü ciddi para kazanan adamlar kadının çalışmasını gereksiz ve verimsiz bulur.

    Kadının kendi kariyerini istemesi ve kendi parasını kazanarak erkeğe muhtaç olmaması kötü bir şey değil bu düşünceyi anlamak normal ancak erkeğin para kazanma amacı zaten ailesine bakmak yani ailesi olmadıktan sonra erkeğin iş dünyasında sürekli para kazanma motivasyonu olmayacaktır. Erkeğin tüm mücadelesi zaten kendi ailesi için olduğundan aslında erkek fedakarlık yapıyor burada kadının da fedakarlık yapması gerekiyor. Kadın ya kendi kariyerini seçecek ya da çocuklarıyla evini seçecek. Bu kadının kendisine kalmış bir durum açıkçası feminizmden aşırı etkilenmiş bencil bir kadınsa kendi kariyerini seçer ve yuvasını yıkmış olur. Ailesini ve evini seçen kadın ise bunları iyi yapmaya odaklanmalıdır. Erkeğinde kadına gereken parayı kadın istemeden vermesi gerekiyor tabi ki kadının saçma sapan harcamalara girmemesi de gerekiyor. Bu tür ince ayarlamaların ilişkilerde ayarlanması tabi ki de zor.

    3. Kadının Fazla Erkeğin Az Kazandığı Evlilik

    Erkeğin kadından daha az kazandığı evlilik modeli pek nadir görülüyor ancak yine de olabilen bir durumdur. Kadın eğer erkekten daha fazla gelir elde edecek bir sektördeyse ve önü açıksa bu durumda aslında ilişkideki maskülen-feminen roller değişmektedir. Burada sadece gelir anlamında değil boş zaman anlamında da önemli bir değişim oluyor çünkü kadının zamanı erkekten çok daha değerli olacağı için bu açıdan ev işlerinin çoğu erkeğe yıkılacaktır. Bu tür evlilikte erkeğin evde daha çok zaman geçirmesi ve çocuklara bakması gerekiyor. Erkek bu rolü reddettiğinde ise kadının sürekli bir çeşit aşağılamasıyla karşılaşacaktır çünkü işe yararlık açısından erkek kadına yük olarak gözükecektir. Kadınlar kaynak sağlama ve bu kaynağı paylaşma konusunda erkeklere göre çok daha cimridirler. Bu tür evliliklerin çok mutlu gitmesi pek olası değil bazı istisnalar dışında genelde sorunların artarak büyüdüğü bir türden evliliktir.

    4. Geleneksel Evlilik

    Geleneksel evlilik kadının tüm ev işi ve çocuk bakımını üstlenmesi, erkeğin ise para kazanma işini yapmasıyla yürür. Burada kadının en baştan ev hanımı statüsünde başlaması rolleri netleştiriyor. Geleneksel evlilik modeli ekonomik zorluklar ve modern değişimle artık gittikçe azalan oranda görülüyor. Birçok erkek istemese bile kadınını çalıştırmak zorunda kalıyor. Özellikle toplumun en alt muhafazakar tabanında bile erkekler istese de istemese de geçinemedikleri için kadınları çalışıyor üstüne çocuklar bile çalışıyor. Bir aileyi ayakta tutmak için 2 kişinin çalışmasının bile yetmediği görülüyor.

    Geleneksel evlilikte geleneksel roller benimsendiğinde evliliğin daha uzun süreli gittiğini görmek mümkündür. Özellikle gelişmişlik ve refah azaldıkça geleneksel rollerin daha fazla kabul edildiğini görmek mümkündür. Gelir durumu ve refah arttıkça kadınların geleneksel rolleri reddettiklerini görmekte mümkündür. Zengin bir erkekle evli kadının kendisi para kazanmasa bile geleneksel rolleri reddettiğine şahit olabilirsiniz. Açıkçası bu durum sıkıntılıdır çünkü kadın kendisini modern görmekte ve erkeği geleneksel istemektedir. Temizliği temizlikçi veya hizmetçinin yapmasını istemekte ve yemeği de aşçının yapması beklenmektedir. Bu tür zengin koca parası yiyip yatma fantezisi pek çok kadında bulunuyor. Açıkçası bu tür evlilikler erkek açısından maddi yükü fazla ve mutluluğu az oluyor. Fazla paranın getirdiği rahatlığın bir bedeli olarak bu tür sorunlar ortaya çıkıyor ve erkeğin boşanması durumunda ciddi maddi kayıp yaşaması da olağan bir durumdur. Kadının geleneksel rolleri yapmayı istemesi gerekiyor erkek zengin olsa hatta süper zengin bile olsa kadın bu rolleri en kötü haliyle bile benimsemesi gerekiyor. Erkek zaten karısını işlerle yıpratmak istemeyecektir ancak burada olay kadının köle gibi çalışması değil bir şey yapması da gerekmez ancak niyeti fazlasıyla önemlidir. Erkeği parası için kullanıp modern rolleri benimseyip erkekten tamamen gelenekçi olmasını beklemek çelişkilidir. Bu tür durumlarda erkeğin de modern rolleri benimsemeye kalkması kadınları zora düşürüyor çünkü erkek geleneksel rolleri kabul etmediğinde kadını bir aldatılma korkusu sarıyor. Çocuklara bile bakmadan sadece yiyip, içip ve gezmek isteyen bir çeşit Şeyma Subaşı ekolünde olan kadınlara tahammül etmek zordur. Tabi bu tür zengin erkek oranı toplumda düşük olduğundan bu tür senaryolarında çok olmadığının farkında olmak gerekiyor.


    5. Modern Evlilik

    Modern evlilik daha çok çekirdek aileyi kapsayan kadının ve erkeğin çalıştığı her şeyin %50-50 ortaklıkla yürüdüğü eşitlik ilkesine ve geleneksel cinsiyet rollerinin reddedildiği evlilik türü olarak karşımıza çıkıyor. Bu evlilikte maskülen-feminen polariteden daha çok natural bir rol dağılımının olduğu bir çeşit mantık evliliği ya da hayat ortaklığı gözüküyor. Evliliği kutsal ve önemli bir kurumdan daha çok bir şirketin iki ortağı olarak görmekle alakalı oluyor. Bu tür hayat görüşünü kabul edenler her şeyi ortak paylaşmayı tercih ediyorlar. Bu evliliklerde ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor çünkü belirli rollerin dağılımı konusunda genelde kadınlar kendi çıkarlarını fazla önceliyorlar. Mesela her şeyin eşit olduğunu varsayarsak erkeğin yemekte yaptığını temizlikte yaptığını görebiliriz ama kadının olası bir tamir durumunda bir şey yapamadığını da görüyoruz. Kadının musluğu ya da bozulan bir şeyi tamir edememesi temelde 50-50 ilkesine ters kalıyor. Eşya taşımak veya fiziksel zorluk gerektiren işlerde de kadınlar kaytarıyor. Modern evlilik kisvesi altında aslında kadınlar sorumluluk ve iş yükünü kendileri için azaltırken erkek için arttırıyorlar. O yüzden bu tür bir evlilikte erkeklerin akıllı olup gerçek anlamda her şeyi eşit yapmayı hedeflemesi gerekiyor.


    Yorum Gönder

    2Yorumlar

    1. hocam en iyisi evlenmemek, üremek için evlenmek saçma. evlenmedende ürenilebilir.

      YanıtlaSil
    2. benim kuzenim 23 yaşında bir kız bu yaz evlenecek kocası 31 yaşında makine mühendisi. kuzenim güzel bir kız fakat evlenilecek bir kız değil. gerçektende çok varoş ve feminizm adı altında ev yükümlülüklerini reddediyor. daha düğün olmadan adama 250 bin tl masrafa soktu, düğün ise 500 bin tl olacak, after party ise şimdiden kuzenim alkol stoklamaya başladı, bütün erkek arkadaşlarını felan çağrıyor. balayı olarakta romaya gidecekler :D şimdiden ben evdeki hiç bir işi yapmam sen yapacaksın felan diyormuş enişteme. böyle durumlarda erkek çok kaybediyor, eniştemle özel konuşma şansım olsaydı diyecektim ki enişte bir vajina için 1 milyon tl harcıyacağına 1 milyon tl ile hayatının sonuna kadar en kral escorta gidersin bari hep genç kadınlarla sevişirsin diyecektim ama hiç şansım olmadı demeye :D günümüz evlilikleri gerçektende çok saçma, erkeğe giydiriyorlar kadın her şeyden kaçıyor. evlenilmesi gereken kadının kafasının feminizm ile zehirlenmemiş olması gerekiyor :D yoksa hayatını kendi ellerinle mahvetmiş olursun

      YanıtlaSil
    Yorum Gönder