Mental Olarak Yıkılmaz Olmanın 5 Yolu

YAŞAMIN PRATİK GÜCÜ
By -
1

 Merhaba sevgili Yaşamın Pratik Gücü takipçileri bu makalemde sizlere mental olarak güçlü ve yıkılmaz olmanın 5 yolunu anlatacağım. 

(toc) #title=(İçindekiler Listesi)

1. Acıya Alışmak

    Herkes mental olarak güçlü ve sağlam olmak ister ancak kimse direkt olarak acı çekmek istemiyor. Acı çekmeden acıya karşı dayanıklı olamazsın ve acıyla baş etmeyi öğrenemezsin. İnsan doğası gereği acıdan kaçmaya ve hazın peşinden koşmaya eğilimlidir. Hayatımız hazlar peşinde koşmakla geçerken bize acı veren şeylerden kaçınırız. Hayatın tümü ise hazlardan oluşmaz aslında acılar çok büyük bir yer kaplar. Yüzdelik olarak düşünürsek hazlar %20 seviyesindeyken acılar %80 seviyesindedir. Bu açıdan bakıldığında acılar çoktur ve bunlara alışmak gerekiyor.

    Acılara alışmanın ve onlara bağışıklık kazanmanın ilk yolu kendini serbest bırakmaktır. Sen kendini hayata karşı serbest bırakırsan ve yaşamın akışında ilerlersen pek çok acı ile karşılaşacaksın. İnsan ilişkilerinde darbe yiyeceksin, dost kazığı yiyeceksin, sevdiğin kadın sana kazık atacak veya çeşitli haksızlıklara uğrayacaksın. Bu açıdan diğer insanlar sana acı verecek bir kısmından nefret edeceksin ama sana da çok şey öğretecekler. Artık tecrübe kazanmaya başladın ve bazı gerçeklerin farkına vardın. Acılara alışmaya başladıkça artık daha güçlü olacaksın. Büyük darbeler yemiş birisine ufak şeyler etki etmez çünkü daha kötüsünü görmüştür ama hiçbir şey yaşamamış birisi ilk darbe de perişan olacaktır. Hayatında gerçek acılar çekmemişler ufak acılarını çok büyük sanabiliyor. O yüzden acılara kendini açman ve onlara alışman gerekiyor. Hayatın tozpembe olmadığını ne kadar erken görürsen o kadar şanslısın demektir.

2. Kötü Durumlara Kendini Hazırlamak

    İnsanlar iyi günlerde sadece keyif yapmayı önemser ve anın tadını çıkartırlar ancak hayat tamamen iyi günlerden ibaret değildir. Bazı kötü olasılıkları düşünmen gerekiyor çünkü hayat böyle bir yer ve kötü günlerde geliyor. Bu açıdan kendini mental olarak zorlu günlere hazırlamalısın yoksa zorlu günler geldiğinde tamamen hazırlıksız yakalanırsın. Genelde fazla keyif yapan ve hayatı kolay yaşayanlar ilk zorluklarda mahvoluyorlar. Alkolikler, madde bağımlıları ve çeşitli sorunlu kişiler genelde bu gruptan çıkıyor çünkü hayatın ilk darbesinde direkt kontrolleri kaybediyorlar bu yüzden acıdan ve zorluktan kaçmak için zihinlerini uyuşturmaya çalışıyorlar. Gerçek onlara aşırı acı verdiğinden bundan kaçmak istiyorlar oysa ben gerçekliğin acısından kaçmam onunla olgunlaşmayı severim.

    Kötü durumlara mental olarak hazırlanmanın en iyi yolu olası durumları gerçekçi bir şekilde anlamaktır. Bir gün öleceksin, tüm ailen ve sevdiklerin ölecek, başına kötü şeyler gelebilir, yarın sakat kalabilirsin veya bir günde iflas edebilirsin, işten kovulabilirsin veya her şeyini kaybedebilirsin. Tüm bunlar hayatın akışı içerisinde çeşitli insanların başına geliyor. Hayatın pek çok noktasını kontrol edemezsin ancak kendi zihnini kontrol edebilirsin ki kontrolünde olan tek şey budur. Bu açıdan olabilecek olasılıkları düşünüp ona göre ne yapacağını anlamalısın. Bu bir anksiyete veya korku değil gerçekliği anlamaktır. Bunların bir gün olabileceğini fark etmelisin ve mental olarak kendini buna hazırlamalısın ki kötü şeyler olduğunda çok şaşırma.

    Genelde insanlar kendilerini kötü şeylere hazırlamazlar ve bu tür şeyler olduğunda ''nasıl olur?, neden biz?'' tarzı düşüncelerle şoka giriyorlar. Sen ise bugünlerin geleceğini biliyordum maalesef ki diye düşüneceksin ve senin için çokta şaşırtıcı olmayacak. Hayatın karanlık ve acı yönlerini görebilmelisin çünkü çoğu insan bu yönlerden kaçıyor. Sen ise o yönlerin farkında olarak yaşayacaksın.

3. Duyguları Kontrol Altında Tutmak

    İnsanlar fazlasıyla duygusal varlıklar ve sıradan bir insanın mental gücü yok. Çoğu insan duygularıyla yaşıyor ve genel olarak iyi hissetmek istiyor hayatın onlara iyi şeyler getirmesini diliyorlar çünkü acıdan kaçmak istiyorlar. Bu noktada hayatları tamamen duygusal bir git-gel sürecinden ibarettir. Normal bir insanın ne kadar duygusal olduğunu kolayca fark edebilirsiniz çoğu kişinin savunması ve duygusal kontrolü çok zayıf. Tek darbede aşırı duygusal reaksiyon veriyorlar. Çoğu insan çok kolay mutlu oluyor, çok kolay sinirleniyor, çok kolay üzülüyor, çok kolay şoka giriyor veya çok kolay ağlıyor. Bu açıdan ortada bir duygusal kontrol yok. Hayat günler içinde ne getirirse ona göre yaşıyorlar ve hayat genelde kötü şeyler getirdiği için dertli ve mutsuz oluyorlar. Hayatın iyi şeyler getirmemesi ise iyi şeylerin değerli ve özel olmasından kaynaklanır yani gün içinde kimse kapını çalıp sana 1 milyon dolar para vermez veya sen evde otururken kapını manken gibi kız çalıp seninle birlikte olmak istediğini söylemez. Kötü şeyler ise hayatın akışında yoğundur bu açıdan normal bir insanın depresif modda olması şaşırtıcı değildir.

    Duygularını kontrol altında tutmak yüksek bir rasyonellikle yaşamayı gerektiriyor. Hangi duyguyu hissettiğinin çok bir önemi yok. İnsanlar genel olarak şöyle hissediyorum böyle hissediyorum diyor ancak benim dünyamda nasıl hissettiğinin bir önemi yok. Çeşitli duygular hissedebilirsin ama bunları referans alamazsın. Ben duygularla hareket etmem ve yapmam gerekenleri duygusal koşullarım elverişli olmasa bile yaparım. Bu açıdan duygular fazlasıyla abartılıyor ve bu konuda propaganda yapılıyor. Bir erkekten beklenen şey duygularını açması değil onları önemsememesidir. Öfke ve nefret hissediyorsam bu duyguları kontrolde tutarım hatta motivasyon olarak kullanırım ama bunların etkisiyle kendime ve başkalarına zarar vermem. Çevreden gelen şeylerle aşırı mutlu veya aşırı üzgün olmam. Hayatı derin seviyede anlamak ve mental gücü sağlam kurmak için aklımı duygularımın üzerinde tutarım. Duyguları yoğun hissettiğimde ise asla bir şey yapmam sadece onların geçmesini beklerim ve duygular bir süre içerisinde geçerler. Duygularla hareket eden amatörler büyük hatalar yaparlar oysa hatalara profesyonellikte yer yoktur. Bu açıdan ne olursa olsun duygularını kontrol altında tutmak zorundasın.


4. Zorlu Görevlere Odaklan

    Bir erkek olarak kendi hayatını kolaylıklar üzerine kuramazsın. Erkeklik kolaylık ve konforun olduğu yerde ölür. Erkeklik sadece uçurumların kenarında açan bir çiçek gibidir riski, adrenalini ve zorlukları sever. Bu açıdan zorluklara alışkın olman ve kendine zorlu görevler belirlemen gerekiyor. Bu hayatta anlaman gereken ilk şeylerden birisi de kolay olan şeylerin değeri yoktur onu herkes başarır. Değerli olan şeyler ise zordur çünkü bunları başarmak çok karmaşık süreçleri aşmayı gerektiriyor. Mesela zengin olmak zordur çoğu insan bunu başaramaz ve zor olmasından şikayet eder ancak herkesin zengin olması diye bir durum mümkün değildir çünkü bu kadar kaynağa sahip değiliz zenginlik kriterleri yükselir böyle bir durumda. Aynı şey güzel bir kadını elde etmekte de geçerlidir bu çok zordur çünkü her erkek güzel kadını ister ama bunu başarabilen çok az sayıda adam vardır. İyi vücut yapmak zordur çünkü herkes vücut yapmak ister ama bu karmaşık sürece binlerce saat harcamak istemez.

    Zorluklardan şikayet etmek büyük bir bakış açısı hatasıdır. Genelde zorlu görevler verdiğim erkekler bunların aşırı zor olduğundan şikayet ediyor sanki özel şeylerin basit olması gerekiyormuş gibi ama böyle bir dünya yok. Zor olana odaklanmalısın bunları elde etmek yıllar süren bir çalışma gerektirse de başka şansın yok. Kendini var etmelisin ve bu zorlu süreç seni mental olarak yıkılmaz yapacaktır çünkü mental olarak güçlenmeden istikrarlı gelişemezsin. Tüm süreç sana haz vermeden önce acı verecek. Para kazanmak için dipten başlayacaksın en zorlu işlerden aşama aşama yükselmen gerekecek. Kadınlarla takılmadan önce belki binlerce kez reddedileceksin, vücut geliştirirken hemen vücudun gelişmeyecek aylar süren acı verici antrenmanlar yapman gerekecek. Tüm süreci ilerletmek ve zorlu görevlerde iyiye gitmek seni mental olarak yıkılmaz yapacaktır. Kendime her zaman en zorlu görevleri seçerim çünkü doğal olan budur. Basit ve sıradan şeyleri istemem.

5. Kurban Mentalitesine Girme

    Mental olarak yıkılmaz olmak istiyorsan ilk olarak kurban mentalitesine girmemelisin. Hayat tarafından mağdur edildiğinde ağlama ve reaksiyon vermeye başlarsan mentaliten yıkılır. Hayat sana ne getirirse getirsin asla şikayet etmemelisin. Bu senin sınavın ve zorlukları bir şekilde atlatman gerekiyor. Bunların kolay olacağını söylemiyorum ama mental olarak duruşunu ne olursa olsun koruman gerekiyor. Kurban mentalitesine girenler genelde arabesk kafasını yaşayıp sürekli isyan ediyorlar. Hayat sanki onlara kolay ve lüks yaşam borçluymuş gibi davranıyorlar ama böyle bir şey yok. Hayat en baştan adaletsiz ve hiçbir şey eşit dağıtılmıyor. Bazı kişiler şanslı olabilir bazıları ise şanssız. Bu açıdan bunları değiştiremezsin yapacağın tek şey kendini yukarı çekmek olacaktır. Sen eksi üç puanla başladıysan ve başkası artı üç ile başladıysa bu durumda senin amacın artı üç puanlı kişiyi geçmektir ama önce farkı kapatmak için altı puan yukarı çıkman gerekiyor. Bu açıdan ağlaman veya isyan etmen farkı kapatmaz. Mental olarak hırslı olup aksiyon almaya başlaman, kendini geliştirmen ve ilerletmen farkı kapatır ve seni öne geçirir.

    Kurban mentalitesine sahip olanlar ağlamaktan başka bir şey yapmıyorlar çünkü bu çok kolay. Dezavantajlarından dolayı şikayet etmek ve zorluklara isyan etmek basittir. Herkes oturduğu yerden mağduru oynayıp kendine acındırabilir ama bu bir şeyi değiştirmez. Bu tür kişiler mental olarak kaybetmiş oluyorlar oyunu en baştan ama sen mental olarak yıkılmaz kalmak için asla kurban mentalitesine girmemelisin. Elinden gelenin en iyisini yapmalı ve olabilecek fırsatları değerlendirmelisin. Her zaman değiştirebileceğin şeylere odaklanırsan asla kurban mentalitesine girip kendini mahvetmezsin ve mental olarak çökmezsin.
Tags:

Yorum Gönder

1Yorumlar

  1. Tek kelime ile harika bir makale olmuş, emeği geçen herkese teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
Yorum Gönder