Merhaba sevgili Yaşamın Pratik Gücü okurları bu makalemde her erkeğe bir kadın düşmüyor, yalnız kalan erkekler ve playboylardan bahsedeceğim. Bu flört havuzu hakkında ve ilişkilerin doğası hakkında anlaşılması gerekilen temel prensiplerden birisidir.
(toc) #title=(İçindekiler Listesi)
İnsan Doğası Tek Eşli Değil
İnsan doğası ve cinselliğini anlamanın en önemli prensiplerinden birisi insan doğasının tek eşli olmadığını bilmektir. Canlıların %98 kadarı tek eşli değildir ve tek eşli ilişki sürdüren canlıların çoğu uzun süreli ilişki sürdürmüyor. İnsan doğasında tek eşlilik tam anlamıyla yok ve bu açıdan da toplum şuan da en ilk haline dönmüş durumdadır. İnsan doğasında erkeklerin %20 kadarı kadınların %80 kadarını elde eder. Bu aslında az sayıda erkeğin çok fazla kadına yetmesi durumudur. Kadınlar olabilecek en iyi erkekleri istiyor ve bu oyuna adapte olamayan erkekler yalnız kalmak durumuna düşüyor.
Her Erkeğe Bir Kadın Düşmüyor
Her erkeğe bir kadın düşmesi gibi bir durum yok. Bu evlilik kurumu ve kültürünün bir sonucu olan bir düşüncedir. İnsan doğasında eşleşmeyi başaramayan erkeklerin genleri bir sonraki nesile aktarılamaz. Yapılan incelemelerde tarih boyunca erkeklerin sadece %40 kadarının üreme şansı bulabildiği gerçeği görülüyor.
Peki bu evlilik kültürü nereden çıktı diyorsan her şey aslında tarım toplumuyla başladı. O zamanlar serbest flört kültürü dolayısıyla erkekler arasında ciddi çatışmalar çıkıyordu çünkü yalnız kalan erkekler daha agresif ve saldırgan hale geliyordu. Bu durum toplumun gelişmesini ve huzurunu önlüyordu. Bu açıdan 5000 yıl önce yani MÖ 3000'li yıllarda evlilik kurumunun temeli atılmaya başlandı. Ataerkil kültür ve dinin etkisiyle basit bir sistem oturtuldu. Flört etmek ve evlilik dışı seks artık yasaktı. Her erkek ve kadın tek bir kişiyle evlenmek zorundaydı (Tabi bu durum güçlü erkekler için geçerli değildi onlar daha fazla kadın elde edebiliyordu). Engelli olmayan ve eli iş tutan her erkeğe rastgele bir kadın veriliyordu. Tüm bu süreçte ne kadının ne de erkeğin söz hakkı yoktu. Yani güzel kadın veya çirkin kadın gelmesi şans işiydi. Tüm kontrol ailelere verilmişti. 14-15 yaşlarında hızlı bir şekilde evlendirilip bir sürü çocuk yapmaya başlıyordu bu çiftler. Bu kültür başarılı oldu ve neredeyse 5000 yıldır toplumsal bir norm oldu. Ancak artık insan doğasını bu kadar baskılama şansı yok çünkü tarım toplumu bitti. Artık büyük şehirlerde milyonlarca insanla birlikte yaşıyoruz. Eğitim seviyesi ve yaşam kalitesi arttı, büyük şehir etkisinden dolayı da özgürlükler genişledi çünkü mahalle baskısı ortadan kalktı veya güç kaybetti.
İnsan doğası bu noktada ilkel haline geri döndü. Flört ortamı açıldı ve insan doğasının temel dinamikleri etkin hale geldi. Tarım toplumunda yasaklanan her şey şu an artık serbest ve bunu kısıtlamak mümkün değil. Bu tarz denemelerde ters tepiyor çünkü insan doğasını baskılayamazsın. Tarım toplumu da aslında bunu tamamen başaramadı ama belirli oranda başardığını söyleyebilirim. Tarım toplumunda da aldatmalar oluyordu ancak her şey daha gizli gerçekleşiyordu. İnsan doğasının cinselliği tamamen kısıtlanamaz ve bastırılamaz. Şu an tamamen serbest flört piyasasında yaşıyoruz ve bu durumda avantajlı-dezavantajlı erkekler var. Avantajlı erkekler 3-4 kadınla flört ediyor ve ilişki yaşıyor. Dezavantajlı erkekler ise yalnız kalıyor onlara sıfır kadın düşüyor. İşte bu noktada sıfır kadın düşen erkeğin rekabet şansını arttırması ve oyununu geliştirmesi gerekiyor. Tüm bu bilgi ve külliyatın amacı da kaybeden erkeğe şans yaratmaktır. Ben gözümü olaylara çok erken açtım ve kontrolü kazandım ancak uyanması gereken çok erkek var. Bu açıdan kutsal bir görevi yerine getiriyorum zenginden alıp fakire veren bir Robin Hood gibiyim ;)
Doğal bir ortamda her erkeğe bir kadın düşmüyor. Bazı erkekler fazlasını aldığından diğerleri yalnız kalıyor. Kadın erkek sayısı eşit olduğundan dolayı da bazı erkeklerin oyunu tam anlamıyla öğrenmekten başka şansı kalmıyor. Doğal bir ortama 100 kadın ve erkek bıraksak 80 kadın 20 erkeğe gidecek ve geriye kalan 80 erkeğe 20 kadın düşecek. Bu durumda neredeyse kadınların %100 kadarı eşleşirken erkeklerin %35 kadarı eşleşebilecek. Geriye kalan %65'lik tayfa aslında yalnız kalacak çünkü onlar oyun dışılar. Şu an ki toplumda henüz böyle bir şey yok hala normlar ve farklı dinamikler işliyor ancak benzer senaryolar görmek mümkün. Kimi erkeklerin aktif seks hayatı varken birçok erkek bakirliğini kaybedemiyor. Kazanan daha fazla kazanıyor ve kaybeden daha fazla kaybediyor.
Problemi Çözmek
İlk olarak problemin bir toplumsal çözümü olmadığını belirteyim. Her şey çok değişti ve artık farklı bir zamanda yaşıyoruz. Kadınları ve erkekleri artık zorla evlilikte tutmak mümkün değil. Evliliklerin çoğu boşanmayla bitiyor ve her geçen yıl boşanma oranları artıyor. Romantik evlilik ideali gerçek değil ve bunu istatistikler bize ispatlıyor. Hiçbir çift boşanmak için evlenmese de sonuç olarak boşanıyorlar. Boşanmaların %70 kadarını da kadınlar başlatıyor. Ben buna beta cezalandırma diyorum. Bu açıdan problemin çözümü toplumsal değil bireysel.
Bir erkek olarak kötüye giden ilişki hayatını kendin düzeltmek zorundasın. Bu noktada her erkek kendini düşünmek zorunda ve kendine avantajlar sağlayacak bilgilere erişmek zorunda. Bu açıdan Kadın Tavlama Sanatını öğrenmek zorundasın. Deden ve baban böyle bir şeyi öğrenmek zorunda kalmadı çünkü ortam farklıydı onlar direkt evlendiler ancak sen öğrenmek zorundasın. Keskin flört yeteneklerine sahip olman ve kadınlarla nasıl tanışacağını bilmen gerekiyor. Konuşmayı ilerletmen, olayları bağlaman ve sonuç alman gerekiyor. Tüm her şey bireysel potansiyeline ve problemi çözmek için efor sarf etmene kalıyor.
Flört etmek ve kadın tavlamak zor bir sanattır. Bu alanda sihirli haplar yok ve tamamen senin efor göstermene bağlı kalıyor. Eğer gerçekten gelişmeyi istiyorsan ve sürekli sınırlarını zorluyorsan daha iyi hale gelirsin. Doğru bilgiyi öğrenip aksiyon alırsan hakkın olanı elde edersin. Eğer kendini geliştirmezsen de yalnız kalırsın. Bu tamamen pratik sanatlarda ne kadar geliştiğinle alakalıdır. Erkek olarak becerilerin geliştikçe sende harem kuracaksın ve başka adamlar yalnız kalacak. Bu oyunun kuralı ve yapacak bir şey yok. Hayat acımasız ve ben pragmatik bir adamım. Sende öyle olmalısın ve en önce kendini düşünmelisin sonra başkalarını düşünürsün.