Oyuna Başlama Hikayem

YAŞAMIN PRATİK GÜCÜ
By -
7

 Merhaba sevgili Yaşamın Pratik Gücü okurları, bu makalemde oyuna nasıl ve neden başladığımı sizlerle paylaşacağım. Çayınızı kahvenizi hazırlayıp macera dolu hikayemin nasıl başladığını öğrenebilirsiniz.

Öncelikle kadınlarla aram her zaman fena olmayan bir seviyedeydi. İlk kız arkadaşımı 15 yaşımda edinmiştim ve ilk cinsel ilişkimi o yaşlarda yaşamıştım. Kadınlarla tamamen başarısız olduğum bir hikayem yok öncelikle onu belirteyim.

ANCAK

Güzel kadınları elde edemiyordum. Güzel kadınların yanında heyecanlanıyordum, saçmalıyordum ve onları çok istememe rağmen erişemiyordum.

Güzel kadınlarla tanışamıyor, ortamlarda onları etkileyemiyor ve mesajlaşırken saçmalıyordum.

Bu durum ise son derece canımı sıkıyordu...

Güzel kadınları başka erkeklerle görmeye tahammül edemiyordum.

Tek istediğim ortalamadan daha güzel bir kız arkadaş edinmekti.

Kendi çapımda o zaman pek çok denemem olmuştu ancak hepsinde başarısız olmuştum.

Güzel kadınlara hiçbir zaman erişemeyeceğimi düşünüyordum. Nedense her şey çok zor gözüküyordu bir yolu yoktu.

Ya süper yakışıklı olmam ya süper zengin olmam ya da sihirli hapa sahip olmam gerektiğini düşünüyordum...

Bir şimşeğin çakıp beni değiştirmesini bekliyordum, kadınların genel olarak çekici bulduğu ve taptığı bir erkek olmak istiyordum. Hayallerimi süsleyen bir fanteziydi bu durum ama hiçbir zaman gerçekleşmeyecek gibiydi.

Bir gün internette biraz araştırma yapmıştım ve bu konuyla ilgilenen diğer erkeklerin olduğunu fark etmiştim.

Türkçe kaynakları taramaya başladım ve bir kaç site buldum ancak adam akıllı bir bilgiye ulaşamadım. İçerik fazla yüzeyseldi ancak böyle bir şeye başka erkeklerin kafa yorması hoşuma gitmişti. Tabi bu araştırmalarımı kendime sakladım kimse bilmemeliydi bu konularda araştırma yaptığımı çünkü bu bir erkeğin egosunun kabul edeceği bir şey değildi. Hiçbir erkek egosunu yenip böyle bir yardımı kabullenemezdi.

Sitelerde yine bulduğum yarım yamalak şeyleri okumaya devam etmiştim. Şimdiki kadar farklı alternatifler yoktu. Bulduğum bedava içerikleri tüketiyordum ancak genel geçer şeylerden fazlasını bulamamıştım.

''Güzel kadınları elde etme tekniklerini'' arıyordum ben. İşime yarayacak hızlı ve etkili yöntemlere ihtiyacım vardı. Güzel kıza söyleyeceğim ve onun beni direkt beğenmesini sağlayacak sihirli hap bilgiler gerekiyordu bana...

Ancak bunları ne kadar ararsam arayayım bulamamıştım. Oyunla gerçek tanışmam ise Neil Strauss'un The Game(Oyun): Kadın Avcılarının Gizli Dünyasına Giriş' isimli kitapla olmuştu. Kitabı ilk bulmamla bitirmem aynı gün olmuştu. 

İşte o an tutkuyla ve saplantıyla oyuna bağlandım. Farklı bir gerçekliğin mümkün olduğunu görmüştüm o kitapta! Sıradan bir erkeğin doğru teknik ve yaklaşımla güzel kadınları elde edebileceğini görmüştüm. Kitap roman tarzında sürükleyici yazılmıştı ancak içerisinde bilgilerde vardı bunları not alarak ve tekrar tekrar okuyarak kendime ufak çaplı bir oyun oluşturmaya başladım. Neil'in (Style) hikayesi ile kendimi özdeşleştirmiştim.

Kitabı defalarca ve defalarca kez okudum. Beynime işleyene kadar inceledim ve daha sonra benzer kişilerin bulunduğu gizli gruplara katıldım. İlk amacım olabildiğince teorik bilgi öğrenmekti çünkü kadın tavlama sanatını öğrenmekte ciddiydim bu işte ilerlemek istiyordum.

İnternette ve kitaplarda bulduğum her teoriyi inceledim. Bu bilgileri ise pratiğe dökmem gerekiyordu. Bu açıdan yakınımdaki kızlar üzerinde bu çılgın teorilerin gerçek olup olmadığını denemek istemiştim. Oyunun ilk versiyonu da zaten sohbeti ilerletmek için bazı taktikler ve tuzak sorulardan fazlası değildi. Psikolojik bazı testler, bazı ikna yöntemleri, manipülasyon ve pazarlama yöntemleri vardı. Bunları kızlar üzerinde test ettim ve çok daha iyi geri bildirimler almaya başladım. Bu ise beni daha da fazla oyuna bağlanmaya iten bir şeydi. Pozitif geri dönüşlerin ve kadınların kahkahasının bağımlısı olmuştum.


Oyunun teorilerini kendime de uygulamaya başladım. Tarzımda bazı değişiklikler yapmıştım farklı tarzları deniyordum, beden dilimi ve konuşma yeteneklerimi geliştiriyordum. Açıkçası bu değişim süreci çok sancılıydı ve beni olduğumdan daha geriye götürmüştü. Normal kızlarla konuşurken bile ne yapacağımı unutmuştum aslında beni daha önce beğenen kadınların nasıl ve neden beğendiğini bile anlamıyordum. Gelişmek isterken ilk aşamada çok daha geriye gitmiştim. Ne yapması gerektiğini bilmeyen ve kafası karışık genç bir erkek haline gelmiştim. Kadınların yanında saçmalıyor ve garip davranıyordum çünkü yeni düşünce yapısıyla birlikte alışkanlıkları değiştirmek çok zorlayıcıydı.

Teori ve pratiği çevremdeki kadınlar üzerinde deniyordum. Deneme yanılma yönteminin en iyi öğretmen olduğunu bu işe ciddi zaman ayırmaya karar verdiğimde anlamıştım. Okul ve dersler umurumda değildi zaten genç bir erkeğin ilgisini bundan daha fazla ne çekebilirdi ki? Oyun dışındaki her şey anlamsız geliyordu bir çeşit adrenalin bağımlısı haline gelmiştim. Sürekli oyunu düşünüyor ve oyunla ilgileniyordum. Başka bir şey düşünmek ve başka bir konu üzerine konuşmak bana çok zor geliyordu. Dikkatimi başka alana veremiyordum. Tek düşündüğüm oyundu ve bunun dışında bir şey istemiyordum.

Sosyalleşmek için üniversite topluluklarına yazılmıştım. Oyunda ilerlemek için ve kendimi geliştirmek için daha fazla kadına erişime ihtiyacım vardı bunu ise sadece sınıfımda ki kızlar üzerinde deneyerek başaramazdım. Sınıfımda zaten yeterince güzel kız yoktu bu açıdan diğer kadınlara erişmeye ihtiyaç duyuyordum. Bu açıdan sosyal ortam oyunu ile oyuna giriş yaptım. Dans topluluğu, gezginler topluluğu, sanat topluluğu gibi grupların içine girmiştim. Burada kızlarla iletişim kurabiliyordum ve gözüme bir kaç güzel kızı çoktan kestirmiştim bile. Oyun kitabından öğrendiğim grup teorisi ve ortamı full şarj etme yöntemi ile başladım. Kendimi sosyal olmaya zorluyordum güzel kızı elde etmek için herkesle iletişim kurmam gerekiyordu. Bu ilkte biraz garip bir enerji yaratsa ve insanlar ''garip birisi'' diye düşünse de zamanla üzerimde ki kötü enerjiyi atmıştım. Ortamları full şarj edip çoğu kişiyi etkilemeye başlamıştım işte o zamanlar ilk momentumları kazanıyordum ve state'e geçiyordum. 

İnsanlardan daha iyi tepkiler almak beni oyuna daha da bağımlı hale getirmişti ancak oyunda olmak her zaman ilerlemek ve iyi hissetmek değildi. Kendimi kötü hissediyordum ve boş işlerle uğraşıyormuşum gibi hissediyordum. Hem de o kadar çabama rağmen çok güzel bir kızı tavlayamamıştım. Aynı ortamda olduğum o güzel kızı tavlamak neden bu kadar zordu bir türlü anlayamıyordum. Bu işte kısa yolların ve sihirli hapların olmasını çok istedim ancak asla yoktu. 

Başarılı olmanın bedelini ödemeden asla başarılı olamayacağımı anlamıştım.

Sosyal ortamlarda takılmaya devam ettim ve resmen 6-7 topluluğun aktif üyesiydim aşırı sosyal birisi haline gelmiştim ancak bir sonuç alamamıştım. Elimde bir düzine telefon numarası vardı ve bir kaç buluşmadan ötesi yoktu. Daha ilk zamanlardan diğer erkeklerin ciddi saygısını kazanmıştım çünkü beni sürekli 2-3 kızla takılırken görüyorlardı ki bu bile ego okşayıcı bir şeydi. Sosyal ortam oyununda iyi hale gelmeye başlamıştım bile. Ortamların aranan adamı haline gelmeye başlamıştım. Ayrıca kadınların dikkatini çeken şeyleri de öğreniyordum bunlar soğuk okuma, kahve falı ve tarot falı bakmak gibi şeylerdi. Açıkçası güzel kızların dikkatimi üzerime çekmekte bunlar fazlasıyla etkili oluyordu ayrıca kızlar beni dışarıya davet etmeye başlamıştı ve kahve paralarını onlar ödüyordu. Ben ise onlara eğlence sunuyor ve fallarına falan bakıyordum. Açıkçası sosyal birisi olmak bile sevgili edinmeye yeter bir kriterdi gayet güzel kızların ilgisi üzerimdeydi. Bu durum benim için bir rüyada yaşamak gibiydi ve ilk aşamaları başarılı bir şekilde gerçekleştiriyordum.

Fal bakmanın dezavantajı ise güzel kızlar tarafından friendzone'a düşmekti. Bu sinsi taktiğin aslında bana çokta iyi sonuçlar getirmediğini fark etmiştim ve buna çözüm bulmak için alternatif teknikleri de denemeye başladım. Mystery Method'la oyuna başlamıştım ve fazlasıyla taktik odaklıydım. Bu açıdan biraz daha farklı bir yöntem olan David Deangelo'ya ait ''arsız ve komik'' yöntemini uygulamaya başladım. İlkte yine garip ve ayarsız kaçsa da zamanla bu yöntemi uygulamaya başladım. Sonuçlar çok daha iyiydi bir kızı ilk kez çok hızlı bir şekilde öpme şansına sahip olmuştum. Gerçekten arsız olmak ciddi bir özgüven göstergesi ve komik olmakta olayın dengeleyicisiydi. Kadınların en çok istediği iki şey tek bir pakette bir aradaydı. Bu yöntem ile güzel kızların ilgisini de iyi bir şekilde çekmeye başladım. Artık daha güzel kızlarla randevuya çıkıyordum ancak oyunum çok iyi olmadığı için süreklilik yoktu. Çok çabalamama ve uğraşmama rağmen süreç hala zorlayıcıydı. Boşa geçen zamanda çoktu evde duramıyordum sürekli oyunu oynamak istiyordum. Evde durunca duvarlar üzerime geliyordu kendimi ortamlara atmak için sabırsızlanıyordum.

Sosyal ortam oyununda fazlasıyla iyi hale geldim bir süre sonra ancak elde ettiğim zaferler bana yetersiz geliyordu çünkü ortamların dışındaki kadınlara bir türlü erişemiyordum. Kız benimle aynı sınıfta veya toplulukta ise bir şekilde olayı bağlıyordum ama ya yoldan geçen kızlar? peki kafede yan masamda oturan o tatlı ve güzel kızlar? Onlara erişmeninde bir yolunu bulmalıydım. Bu açıdan yeni yöntemler ararken ''gündüz oyunu'' ile tanıştım. Bu oyuna dair ilk videoları youtube'dan izlemiştim. Daygame infield yazıp sizde izleyebilirsiniz ve bazı adamların sokakta rastgele bir şekilde kadınlarla tanışması büyüleyici bir şeydi benim için. Bu oyun türünü denemek için sabırsızlanıyordum ancak yabancı bir kadına yaklaşma düşüncesi beni fenalaştırıyordu. İçim içime sığmıyordu ancak yaklaşma korkusu her zaman daha baskın geliyordu. Bu açıdan ilkte kadınlara yaklaşmak yerine onlara adres sormayı veya ıslak mendil istemeyi denedim. Bir sürü kadına yolda adres soruyor sonrasında ise teşekkür ederek yoluma devam ediyordum. Bir süre sonra adres sormaktan sıkıldım ve ıslak mendil istemeye başladım bu daha iyiydi çünkü ufakta olsa sohbet etme imkanı veriyordu. Sokaktaki kızla ekstradan da olsa bir iki kelime fazladan konuşmak benim için çok güzel bir şeydi.

Bir süre sokaklarda serseri mayın gibi dolaştıktan sonra ilk gerçek yaklaşımımı yapmaya karar verdim. Kadınlara artık direkt bir şekilde yaklaşıp ilgimi belli edecektim. Bunu yapmak için tam 2 saat sokaklarda dolaştım ve pek çok kadına yaklaşmamak için kendime iyi bahaneler ürettim. Bu kızın sevgilisi vardır, bu çok hızlı yürüyor ve bu kız kesin sapık diye bağırabilir gibi olumsuz düşünceler beynime hücum ediyordu. Neyse beynim aleyhime çalışmaya devam ederken derin bir nefes alıp minyon bir kızın peşinden ona yaklaştım ve onu pardon diyerek durdurmayı başardım. Onu beğendiğimi söyledim çok heyecanlı bir şekilde ve kız üzgünüm erkek arkadaşım var diyerek beni reddetti. 

Açıkçası beni en çok mutlu eden reddetmeydi çünkü ilk gerçek yaklaşımımı başarmıştım kızın ne dediği umrumda bile değildi! 

Orada bir fırsat görmüştüm sokaktaki her kadına yaklaşma ve erkeklerin %99 kadarının asla yapamayacağı bir beceriyi kazanmıştım.

Ellerim cebimde mutlu bir şekilde hayaller kurarak evime geri döndüm. Bir sonraki gün sokağa tekrar attım kendimi ve 1 saat boş gezinmeden sonra set açmaya başladım. Bir sürü başarısız girişim oldu reddedilmeler, durduramadığım kadınlar, acelesi olanlar, bir şey satacağımı düşünenler ve para isteyeceğimi düşünenler bile oldu!

İlk 100 yaklaşımımı serseri mayın misali rastgele bir şekilde yaptım. Beni çoğu kişiden daha başarılı yapan şey genel olarak aksiyon almamdı. Çoğu erkek klavye Pick-Up Artisti haline gelmişti ben ise aksiyon alan bir adamdım. Bahaneler bulmadan sokaklara çıkıyordum ve güzel kadınlarla tanışmaya çalışıyordum. Bu işte çok daha iyi hale gelmeye başlamıştım. Kadınları durdurmakta ve onları beğendiğimi söylemekte iyiydim. Bu sayede ilk facebook adresini bir kızdan almayı başarmıştım. Benim için süper bir histi ve bu kızla yaşayacağım ilişkiye dair hayaller kurmaya başlamıştım bile. Tıp okuyan bir afetti kız ve facebook hesabını almam benim için inanılmaz bir başarıydı. Arkadaşlarıma hava atarak anlattım olayı tabi ki! 

Ancak sonuç hüsrandı...

Kıza attığım mesajı kız günlerce görmedi bile. İşte o zaman flake denilen lanetin ne olduğunu öğrendim. Kız belki de beni başından atmak için vermişti kim bilir ama önemli değildi pes edecek bir adam değildim.

Bolca pratik yapmaya devam ettim. İlk numaramı almam uzun sürmedi ve ilk numaramda flake çıktı ancak daha sonra başka numaralar almayı başardım. Gündüz oyunu gerçekten inanılmaz bir şeydi çünkü sokakta hiç tanımadığın bir kızdan numara almayı başarmak bir sihir gibiydi. O ana gözleriyle şahit olmayan bir erkeğin inanamayacağı bir şeydi bu inanılmaz bir yetenekti. Bu numaralardan buluşmalar çıkartmaya da başlamıştım ufaktan ve daha güzel kızlardan numara da alabiliyordum. Resmen günde 5-6 saat sokaklarda geziyordum inanılmaz bir spor oluyordu. Şu dünyadaki en güzel aksiyon sporu belki de gündüz oyunuydu!

Gündüz oyununda ilerledikçe kızlardan sadece numara almaktan ötesini fark ettim: ''anlık buluşma'' denilen şey vardı. Yeni tanıştığım bir kızla çay-kahve içebiliyordum. Aman Allahım bu nasıl bir süper güçtü böyle kızla daha 5 dakika önce yabancıydık artık bana kendisini anlatıyordu. Anlık buluşmada aldığım numaralar çok daha süperdi ve kızlar cevap yazıyordu hatta ikinci buluşmayı kendileri istiyordu. Amacım artık anlık buluşmalar oluşturmaktı çünkü kadınla o an oturup kahve içmekten daha iyi ne olabilirdi ki? Tabi ki o kızı o gün evine götürmek! Zamanla bununda mümkün olduğunu fark ettim inanılmaz bir şey aynı gün tanıştığın kızla seks yapabilmek. Bunu ilk başardığımda kendime inanamadım bir kaç gün boyunca olayın hayal olduğunu düşündüm çünkü gerçek olamayacak kadar iyiydi.

Zamanla gündüz oyununu geliştirdim ve ilerlettim. Sokaklar yetmeyince kafelerde, kütüphanelerde ve AVM'lerde kızlara yaklaşmaya başladım. Kafeler en zoruydu çünkü inanılmaz bir baskı vardı ama bende pes edecek adam değildim. Bir yolunu bulup karşı masadaki kızların masasına oturuyordum ve o kızlarla tanışıp numaralarını alıyordum. Kafelerde ciddi zaman harcadım oyunumun her aşamasını mükemmelleştirmek için artık karşı masadaki kızla konuşmaya gitmek günlük alışkanlık rutinlerimden birisiydi.

Gündüz oyunum geliştikten sonra gözümü online oyuna çevirdim. İnstagramın fırsatlarını görmüştüm ve boş zamanlarımda telefonumdan kız tavlamaya neden odaklanmayayım ki? Sonuçta sosyal ortamlarda kız bitiyordu ve bazı günler yağmur yağıyordu sokağa çıkma şansım olmuyordu. Bu açıdan instagram ve tinder gibi uygulamaları kendi avantajım için kullanabilirdim. O sıralar Swarm çok popülerdi orayı da aktif bir şekilde kullanabilirdim. Bu sayede 3 uygulamaya fena olmayan fotolar yükleyerek şansımı denemeye başladım. Online oyuna pek yabancı değildim çünkü eski sevgililerimle hep facebook üzerinden tanışmıştım. O sıralar ise facebook ölüyor instagram yükselişe geçiyordu. Bende bu yükselişten faydalanmaya başladım ve ilk mesaj örnekleri üzerinde çalışmaya başladım. Yüzlerce kız üzerinde bir şeyleri test ettikten sonra neyin işe yaradığını iyi anlamıştım ve online flörtün gücünü görmüştüm. Aynı anda pek çok kızla konuşuyordum ve bir kaç gün konuşmadan sonra randevu ayarlıyordum buluşmaya gidiyordum. Tinder'da işime yarayacak bir kaç hatun getiriyordu bana. Bir anda bolluk mentalitesini her yerden sağlamaya başladım. Mesajlaşma oyunum geliştikçe hem sosyal ortamdan ve gündüz oyunundan aldığım numaraların daha verimli çalıştığını fark ettim. Bende online kanalları kullanarak flört hayatımı zenginleştirdim. Bir sürü buluşma demek bir sürü seks demekti artık sonuçlara odaklıydım. 

İnstagram profilimi güçlendirmek için gidip DSLR makine aldım ve portre çekilebilmek için 50mm f1.8 lens aldım. Bunların tümü çok daha iyi sonuçlar içindi. Tabi gelişim sürecinde tarzımı da çok geliştirdim sürekli yeni şeyler alıyordum. Kolyeler, küpeler, yeni gömlek ve tişörtler, havalı montlar ve şık ayakkabılar. Güzel ve çekici parfümler, yeni saç ve sakal tarzı gibi şeyleri hep geliştiriyordum. Bunlar sürecin bir diğer yarısıydı ve vücudumu daha seksi hale getirmek için vücut geliştirmeye de başladım.

Online oyunda da iyi hale geldim. Kızlar artık beni geri takip ediyor, mesajlarıma cevap veriyor ve istekli bir şekilde benimle buluşuyordu. Beynim bir kız tavlama makinesi gibiydi. Tüm zekamı kendim için kullanıyordum (IQ seviyem 135, 3 Türkçe ve 2 İngizlice test sonuçlarım aynı puan seviyelerinde 130-140 aralığı)

Kadınlara ne söyleyeceğimi ve nasıl davranacağımı içselleştirmiştim. Artık bu benim için bir hayat tarzıydı yatağımda kız varken başka kızları özlüyordum. Kız tavlamaya bağımlı hale gelmiştim bu benim hayatımın tümüydü başka hiçbir şey yapmıyordum. Bazen bu hayat tarzı çöküşler getirmiyor da değildi ancak her seferinde oyunu bıraksam daha bağımlı bir şekilde tekrar başlıyordum. Bu konuyla alakalı tüm filmleri izledim, youtube'daki tüm videoları izledim, tüm kitapları okudum, baştan çıkarma topluluğundaki tüm herkesi tanıyorum. Nelerin ne kadar mümkün olduğunu kendim bizzat yaşayarak öğrendim.

Oyunun 3 türünde ustalık seviyesine gelmiştim ve tek eksik gece oyunuydu artık. Tüm enerjimi gece kulüplerine, barlara ve latin dansı gecelerine ayırdım. Sürekli geceleri bir kanat adamımı (wingman) alıp gece hayatına akıyordum. İlkte kulüplerde çok rahatsız hissettim çünkü ortam acayipti yani farklı bir baskı vardı. Dans etmek ve kızlarla kulüpte tanışmak zorlayıcıydı. Ancak zamanla tüm deneyimimi gece kulübünde kullandıkça bu oyunu feth etmekte zor olmadı. Dans etmekte ve kızları gece vakti tavlamakta çok iyi hale geldim. Gece oyunun süper bir yanı yeni tanıştığın kızla ilk saniyelerden öpüşebilmekti. Gece kulübünde sağla solla öpüşmekten dudaklarım yara olmaya başlamıştı. 

Ortamların piçi haline gelmiştim artık gece hayatındaki güzel kızları elde ediyordum ve arkadaşımla taksi parasını ortak ödeyerek kızları eve atıyorduk. Böylece geceler eğlenceli bir hale geldi ve gece hayatının hızlı yaşamını iyice benimsedim. Farklı kanat adamlarım ile oyunumu mükemmelleştirdim. Dans etme yeteneklerimden beden dilime kadar her şey çok gelişti çünkü gece kulüplerinde müzik sesinden konuşmak mümkün olmuyor. Bunun yerine beden diliniz ve davranışlarınız sizin yerinize konuşuyor. Gece hayatını çok seviyorum çünkü maskülen bir erkeğin istediği 4 şeye sahip; kadınlar, alkol, müzik ve dans.

Oyunun 4 türünde de Usta seviyesine geldim ve bunu Türkiye'de bu seviyede yapan bir kaç kişi olduğunu tahmin ediyorum. Sitemin ismi ''Yaşamın Pratik Gücü'' çünkü tüm bilgiler pratik tecrübelerden geliyor diğerleri gibi klavye başında teori kasan bir adam değilim ve hiç olmadım.

Hikayem budur ve sorularınızı yorum kısmında sorabilirsiniz.

Yorum Gönder

7Yorumlar

  1. işin-mesleğin ne,sadece kadınları nasıl tavladığını anlattığın kitapları filan satmak mı yoksa kendi işin var mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yatırımcıyım. Kripto ve borsadan paramı kazanıyorum bu ise hobim.

      Sil
  2. Bu kitabı biz de okuyalım mı?

    YanıtlaSil
  3. Bu konularla ilgili hangi filmleri onerebilirsiniz

    YanıtlaSil
  4. asker miydiniz önceden?

    YanıtlaSil
  5. hocam boyunuz kaç?

    YanıtlaSil
  6. Baştan sona kadar okudum hocam gerçekten takdire şayan bir başarınız var

    YanıtlaSil
Yorum Gönder